Bir Peri Masalı 'Kapadokya' 3 : Ihlara Vadisi - Derinkuyu Yeraltı Şehri


Kapadokya gezimizin üçüncü ve son gününden herkese merhabalar.. Bugün gezimize Kapadokya'nın uzak bölgeleri olan Derinkuyu ve Ihlara bölgesi ile devam ediyoruz. Günümüzün ilk durağı Göreme bölgesine 35 km uzaklıktaki  Derinkuyu Yeraltı Şehri.


Derinkuyu Yeraltı Şehri 

Yeryüzü şekillerinin muhteşemliği ve gökyüzünü süsleyen balonlarıyla ünlüdür Kapadokya.. Sadece bununla da sınırlı değil. Bu bölgede bulunan 36 adet yeraltı şehriyle, yerin altında da bambaşka bir dünyayı keşfederek gizemli bir yolculuk yapmanızı sağlıyor Kapadokya!

İşte bu yeraltı şehirlerinden en büyüğündeyiz bugün. Burası Derinkuyu Yeraltı Şehri...


Derinkuyu'nun ilk yerlileri Asur kolonilerine kadar uzanıyor. II.yüzyılda Roma zulmünden kaçıp Mezopotamya üzerinden Kayseri'ye, oradan da Kapadokya'ya gelen ilk Hristiyanların buralarda yaşadıkları biliniyor. Kapadokya bölgesinde kolay oyulabilen kayaların arasına yapılan yerleşim yerlerini düşündüğümüzde, yerin altına koskoca bir şehir oyma fikri bile heyecanlandırıyor insanı.


Yeraltı şehirlerinin yapılma amacı öncelikli olarak tabiki güvenlik. Yerleşim yerlerine yapılan saldırılarda kolay bulunamayan girişleri olan bu şehirler insanlar tarafından geçici olarak gizlenmek için kullanıyorlarmış. İnsanlar kendi canlarını, mallarını ve hayvanlarını korumak amacıyla yaptıkları bu sistemde herşey düşünülmüş.



Ana giriş kapılarının yanı sıra bazı evlerin içinden de Derinkuyu yeraltı şehrine girilebiliyormuş. Havalandırma bacaları ile şehrin tamamına oksijen yayılarak binlerce insanın içeride yaşayabilmesi sağlanıyormuş. Derinkuyu  yeraltı şehrinde 52 adet havalandırma bacalarını günümüzde de görmek mümkün.


Belirli alanlara dökülen özel maddelerin yakılmasıyla da meşaleye benzer şekilde bir aydınlatma sistemi geliştirilmiş. Şehrin tüm katlarında sıcaklık hiç değişmiyor. Ortalama sıcaklık yaz ve kış aylarında da sabit 13-14 derece.

Derinkuyu Yeraltı Şehri 1963 yılında tesadüfen keşfedilmiştir. Yapılan temizleme ve keşif çalışmaları sonrasında burası 1967 yılında ziyarete açılmıştır. Şu anda bilinen 8 katı ziyarete açıktır. Fakat 12-13 kattan oluştuğu sanılmaktadır. İçeride bulunan kırmızı ve mavi oklar ile gezi yönünüzü belirleyerek kaybolma riskini ortadan kaldırarak güvenli bir şekilde gezebilirsiniz.


Buranın ismi ise en dipteki su kuyularından gelmiştir. Bu kuyular sayesinde dışarıdan bağımsız olarak yaşamak daha kolay hale gelmiştir.

Derinkuyu Yerlaltı Şehri'nin giriş kısmı ustaca gizlenmiş bir kordior ile başlıyor. Bu koridorun sonunda 1.Kata geçişin bulunduğu bir kapı mevcut. Şehrin kapıları silindir şeklinde büyük kayalar ile kapatılarak güvenlik sağlanıyormuş. Böylece buraya sığınan insanlar kendilerini içeriye kitleyerek bu güvenli bölgede kendilerini koruma altına alıyorlarmış.


Şehrin ilk dört katında mutfak, erzak depoları, su depoları, oturma alanları ve hayvanların muhafaza edildiği ahır bölümü bulunuyor. Bu bölümden Kaymaklı Yeraltı Şehri'ne çıkan 9 km'lik bir tünelin olduğu söyleniyor.

Şehrin beşinci katı toplanma alanı olarak kullanılıyor. Ayrıca havalandırma sisteminin dağıtımı da buradan sağlanıyor. Yani beşinci kat için bu şehrin kalbidir desek yanlış olmaz.

Daha alt katlara indiğimizde yine bazı bölümlerde oturma odaları, zindanlar, depolar ve bir kilise bölümü her alıyor. Sekizinci ve günümüzde bilinen son katın ise sadece havalandırma odası olarak kullanıldığı düşünülüyor.


Derinkuyu Yeraltı Şehri herşey düşünülerek kazılıp ustalar hazırlanmış ve günümüzde hala gizemini koruyan kocaman bir şehir. Burayı hayranlıkla gezerken inanılmaz duygular yaşayacağınızın garantisini veriyorum. Burası o kadar büyük bir alan ki günümüzde biz belki sadece yolun yarısını keşfedebildik. Belki de önümüzdeki yıllarda daha nice bilinmeyen sırlarla karşılaşacağız.


Derinkuyu Yeraltı Şehrini gezerken bilmeniz gereken bazı konular da var. İki kişinin yanyana geçemeyeceği bazı dar koridorların olması sebebiyle buraya klostofobi, panikatak, astım, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlığı olan kişilerin içeriye giriş yapması pek tavsiye edilmiyor.

Bu gibi rahatsızlıklarınızın olmadığını düşünüyorsanız kesinlikle ziyaret etmeniz gereken harika bir yer burası. Sizlere bu şehirle alakalı biraz daha fazla fikir sahibi olmanız için ufak bir video çekimi yaptım. Buyrun izleyelim :)

VİDEO

Derinkuyu Yeraltı Şehri Giriş Ücretleri : 25 TL Biletli Geçiş (2018). Müzekart geçerlidir.

Derinkuyu Yeraltı Şehri Ziyaretçi Gün ve Saatleri : Haftanın her günü ziyarete açıktır. Nisan-Ekim aylarında yaz sezonu ziyaret saaatleri 08:00-19:00, Kasım-Mart aylarında kış sezonu ziyaret saatleri 08:00-17:00 olarak uygulanmaktadır. (2018)

- Dini bayramların birinci gününde müze ve ören yerleri saat 13:00'a kadar kapalıdır.
Not : Güncel müze ve ören yeri bilet fiyat ve ziyaretçi saatleri için  resmi web sitelerinden bilgi alınız.

Derinkuyu Yeraltı Şehri gezimizin ardından iki gündür dolaştığımız Nevşehir'den Aksaray şehrine geçiş yapıyoruz ve buradan 45 km uzakta bulunan Ihlara Vadisi'ne doğru yola çıkıyoruz. 

Ihlara Vadisi

Ihlara Vadisi, Kapadokya bölgesinin en önemli turistik noktalarından biridir. Doğal güzelliği ve harika enerjisiyle dünyanın en güzel vadilerinden.


Bu muhteşem doğa harikasının oluşumu yakınındaki Hasan Dağı'nın lavlarını püskürtmesiyle başlıyor. Zaman geçtikçe seller, rüzgarlar ve çeşitli doğa olayları bu katmanı aşındırarak derin bir şekilde oymaya başlıyor. Bu derinlik bazı yerlerde 120 metreye kadar ulaşıyor. 14 kilometre uzunluğundaki kanyon görüntüsüylegörenleri hayran bırakan Ihlara Vadisi böyle oluşuyor.

Sadece jeolojik olarak değil tarihsel anlamda da çok bütük önemi olan bu vadi buraya ulaşmanız ile birlikte insan üzerinde harika bir etki yaratıyor. 

Ihlara Vadisi'nin üzerindeki gişeleri geçmemizin ardından bizleri aşağıya doğru inen merdivenler karşılıyor. İlk başta gözümüz baya bir korksa da büyük bir hevesle bu uzun merdivenlerden aşağıya inmeye başlıyoruz.


Buradaki merdivenlerin basamak sayısı ile alakalı gelmeden önce pek çok söylenti duymuştum. Verilen rakamların tutarsızlığı merakımı da artırmıştı. Bu yüzden aşağıya inerken hiç üşenmedim ve merdivenlerdeki basamakları saydım. 

Buradan tüm merak edenler için söylüyorum; tamı tamına 397 adet basamak bulunuyor. Bu bilgi hayatınızda belki hiçbirşey değiştirmeyecek ama olsun. Belki merak edenler olablir bilgi yukarıdadır efendim alınız :)

Aşağıya indiğimizde buradan geri nasıl çıkacağımızla ilgili aklımızda soru işaretleri başlıyor. Yukarı doğru bakınca insanın şöyle bir nefesi kesiliyor. 

İşin şakası bir yana aşağısı bir harika. Burada inanılmaz bir enerji var. Uzun yıllarönce bu vadideki kiliselerde yaşayan keşişler gerçekten hayatı yaşamayı bilen abilermiş onu anladım :)



Ihlara Vadisi'nde belirli mesafe aralıklarında çok fazla kilise bulunuyor. Biz ise programımız dahilinde iki tanesine ziyarette bulunacağız. Bunların ilki ise aşağıya indiğimizde 50 metre sağ tarafımızda kalan Ağaçaltı Kilisesi.

Ağaçaltı Kilisesi (Daniel Pantonassa)

Bu bölgedeki kiliseler arasında en fazla dikkat çeken kiliseler arasındadır Ağaçaltı (Daniel Pantonassa) Kilisesi. Güzelyurt tarafından inilen merdivenlere yakın olması ve günümüze kadar ulaşan fresklere sahip olması bakımından birçok ziyaretçinin ilgi gösterdiği bir kilise.


Serbest haç planlı kilisenin aıl girişi toprak altındaymış. Bizim girdiğimiz kısım isenormalde kilisenin ikinci katıymış. Sıva üzerine yapılmış pastel tonlardaki fresklerde bir çok sahne işlenmiştir. Bunların arasında en çok dikkat çeken ise kubbedeki İsa'nın göğe yükseliş sahnesidir.


Ağaçaltı Kilisesi'nin ardından Ihlara Vadisi'nin tam ortasından geçen Melendiz Çayı boyunca yürümeye devam ediyoruz. Aslında burası doğa yürüyüşleri için harika bir parkur. Söylenildiğine göre 14 km'lik güzel bir yürüyüş parkuru varmış. Buraya yürüyüş için ayrıca gelmek lazım...


Melendiz Çayı'ndan karşıya geçerek Yılanlı Kilise'ye doğru yürüyüşümüze devam ediyoruz. Kilise birkaç merdiven ile çıkabileceğiniz biraz tepe bir noktada kalıyor. 

Yılanlı Kilise

Yılanlı kilise 9.yüzyıla kadar uzanmış ve gayet iyi korunmuş freskleri ile ünlü bir kilisedir. Kubbesindeki kabartmalı haç motifi en önemli detaylarından biridir.


Kilise ismini içerisindeki yılanların bulunduğu bir freskten alır. Kilisenin barı duvarında yılanlar tarafından saldırıya uğramış dört kadın resmedilmiştir.

Birinci kadın çocuklarını terkeden bir kadındır; sekiz yılanın saldırısına uğramış ve her yerinden ısırılmıştır. ikinci kadın çocuklarını beslemediği için göğüslerinden ısırılmaktadır. Üçüncü kadın iftirada bulunduğu için dilinden, dördüncü kadın ise itaatsizliğinden dolayı kulaklarından yılanlar tarafından ısırılarak cezalandırılmaktadır.


Yılan freski bir hayli zarar görmüş olsa da dikkatli bakıldığında sahneler anlaşılmaktadır.

Yılanlı Kilisenin zemininin de bakımsız olmasından dolayı içeride çok toz oluyor. Özellikle kalabalık grupların içeriye bir anda girmesiyle sağlıksız bir ortam oluşabiliyor. Bunun yanı sıra kilise sadece tek penceresiyle ışık aldığı için içerisi çok karanlık.

Ihlara Vadisi içerisindeki tüm kiliselerde maalesef bir bakımsızlık var. Ziyeretçileri kontrol edecek bir görevli maalsef bulunmuyor buralarda. Bu yüzden kilise içlerinde fotoğraf ve video çekmek de serbest.

Aslında çoğu zaman insanların hoşuna gitmeyen bu ibadet alanlarında fotoğraf yasağı, oranın tarihini değerlerini korumak ve dini inançlara saygı açısından çok önemli. Bu yüzden bu kiliselerin daha fazla zarar görmeden daha iyi şartlarda korunması gerektiğini düşünüyorum.


Artık bu büyülü vadiden yavaş yavaş ayrılma vaktimiz geliyor. Tabi buradan ayrılmadan önce bir hatıra fotoğrafı çekilmek şart.


Karşımızda duran 397 basamaklı merdiveni görünce de dönmesek mi acaba? diye düşünmemek elde değil :) İnerken çok güzel ama çıkarken biraz zorlayacaktır fakat buna kesinlikle değiyor. Ama yine çıkış esnasında kısa molalar vererek çıkmanızda fayda var.

Ihlara Vadisi Giriş Ücreti : Yetişkin giriş ücreti 20 TL. Müzekart geçerlidir.

Ihlara Vadisi Ziyaret Gün ve Saatleri : Haftanın her günü ziyarete açıktır. 15 Nisan- 2 Ekim aralığında yaz sezonu ziyaret saaatleri 07:00-19:30, 3 Ekim - 14 Nisan aralığında kış sezonu ziyaret saatleri 08:00-17:00 olarak uygulanmaktadır. (2018)

- Dini bayramların birinci gününde müze ve ören yerleri saat 13:00'a kadar kapalıdır.
Not : Güncel müze ve ören yeri bilet fiyat ve ziyaretçi saatleri için  resmi web sitelerinden bilgi alınız.

Kapadokya gezimizin sonlarına doğru gelirken bana Kapadokya ile ilgili en fazla gelen sorularndan bazılarını cevaplayalım.

Kapadokya Gezisi İçin kaç Gün Ayırmalıyım?

Bu konu tamamen kişisel zevklere göre değişiklik gösterebilir. Fakat genel olarak Kapadokya'da geçirilecek gün sayısı 3 gündür. Üç günde rahatlıkla tüm bölgeleri gezebilirsiniz. Bölgede araba kiralayıp  zamandan tasarruf ederek seyahatinizi iki güne de hızlandırılmış bir şekilde sığdırabilirsiniz. 

Kapadokya 'ya Turla Mı Gelinmeli? Bireysel Mi Gelinmeli?

Bu konu da yine kişisel zevklere göre değişkenlik gösteren bir konu. Tur şirketleri çeşitli şehirlerden Kapadokya bölgesine grup halinde turlar düzenliyor. Bu turların bünyesinde belli bir program dahilinde çeşitli yerler geziliyor. Grubun başındaki profosyonel turist rehberleri sayesinde bölge hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Burada grup halinde gece aktivitelerine katılmanız ve Kapadokya gezinizde yeni insanlar tanıma fırsatı da bulabiliyorsunuz.

Fakat bazı insanlar toplulukla gezmeyi ya da belli bir programa uymak istemeyip daha rahat olmak istiyor. Bu da bir tercih. Eğer siz de bu düşüncedeyseniz bireysel olarak yaptığınız Kapadokya gezinizde yerel profosyonel turist rehberleri ile görüşerek kişiye özel turlar oluşturabilirsiniz ya da araç kiralayarak tüm noktalara dilediğiniz gibi ulaşarak bu büyülü bölgeyi kendiniz keşfedebilirsiniz.

Kapadokya'dan Hediye Ne Alınır?

Kapadokya bölgesinde hemen hemen her noktada sevdikleriniz için hediyelik eşyalaralabileceğiniz tezgahlar yöre halkı tarafından kuruluyor. Fiyatlar tüm tezgahlarda hemen hemen aynı. Biblo, minyatirler, şapka, yöresel aksesuarlar gibi heşleri dostlarınıza hediyelik olarak götürebilirsiniz. Benim favorivelir ise evinizin bir köşesine asılan rengarenk kapadokya balonları :)


Bunların yanı sıra Kapadokya'dan sevdiklerinize şarap çeşitleri ya da yöresel lezzetler götürebilirsiniz.

Kapadokya'ya Ne Zaman Gidilir?

Kapadokya'yı en verimli şekilde gezebileceğiniz aylar İlkbahar ve Sonbahar aylarıdır. Kapadokya bölgesi yazın çok sıcak olduğundan çok verimli bir gezi yapamayabilirsiniz. Kış aylarında ise soğuk kış iklimi gezinizi zorlaştırabilir. Fakat her mevsimin kendine has farklı bir güzelliği vardır Kapadokya'nın...

Kapadokya'da Ne Yenilir?

Kapadokya bölgesine geldiğinizde yöresel lezzetlerin tadına kesinlikle bakmalısınız. Sizlere bu bölgede yemek tavsiyem kesinlikle enfes Testi Kebabı olacaktır. Testilerin içerisine hazırlanan etler direk testi ile pişiriliyor. Daha sonra testi masaya getirilerek açılıyor ve direk tabağa servis ediliyor. Bazı restoranlarda ise testi kırılarak şov yapılıyor. Nasıl olsa bu bölgedetestiden bol birşey yok :)


Kapadokya'ya Ulaşım - Kapadokya'ya Nasıl Gidilir?

Kapadokya bölgesinin merkezini Göreme olarak kabul edersek, Göreme'nin Nevşehir şehir merkezine uzaklığı 16 km'dir. Göreme İstanbul'a 737, Ankara'ya 309, İzmir'e 772, Antalya'ya ise 545 km uzaklıktadır.

Türkiye'nin her yerinden Nevşehir'e otobüs seferleri düzenlenmektedir. Ayrıca bölgeye en yakın havalimanları olan Nevşehir Kapadokya Havalimanı 38 km, Kayseri Havalimanı ise 77 km uzaklıktadır.

Ayrıca A Grubu seyahat acentalarının bölgeye düzenlediği turlarla da gelmeniz mümkündür. 

Kapadokya'da Nerede Konaklanılır?

Kapadokya'da nerede konaklanır? sorusu çok genel bir soru olabilir. Fakat bunun cevabını size iki ana başlık halinde verebilirim. Kapadokya'da iki farklı otel tarzı bulunuyor. Bunun ilki modern yapıdaki oteller, ikincisi ise doğal peri bacalarının oyulması ile yapılan kaya oteller. Tabi bunların fiyatları biraz daha pahalı olsa da eğer maddi imkanınız varsa kesinlikle bu harika deneyimi yaşamanızı tavsiye ederim.

Hatta bu kaya otellerinin özel balayı konseptleri harika oluyor. Kapadokya'da balayı geçirmek de muhteşem bir anı olabilir. Bu fikri aklınızın bir köşesine yazmanızı da tavsiye edebilirim :)


***

Harika zaman geçirdiğimiz üç gün süren Kapadokya maceramızın sonuna geldik. Burada zaman kavramını rafa kaldırıp kendimizi bu masal diyarının büyüsüne bıraktık. Çok keyifli ve dopdolu bir gezi oldu. Umarım sizler de beğenmişsinizdir.

Kapadokya gezimizin üç gününü, üç ayrı bölüm şeklinde anlattık. Sizler de Kapadokya gezinizi bu programa göre planlayabilirsiniz. Bu masalsı diyarı en kısa zamanda görmenizi en içten şekilde istiyor ve tavsiye ediyorum. 

Bizlere Kapadokya gezimizde yardımcı olan Oleytur'a ve üç gün boyunca Kapadokya'da bize harika bilgiler vererek tüm bilgilerini aktaran sevgili rehberimiz Oktay BAKINDI'ya teşekkür ederim.


Güzel Kapadokya'dan Sevgilerle...


Teşekkürler


Fotoğraflar : Caner ÇELİK

Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım.

Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz sosyal medya hesaplarımdan paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.

Bu yazıda  Kapadokya Gezilecek Yerler, Kapadokya Gezi Rehberi, Kapadokya Gezi Notları, Kapadokya Gezisi, Kapadokya Gezi Rotası, Kapadokya Otelleri, Kapadokya Konaklama, Kapadokya Turları,  Uçhisar Gezilecek Yerler, Uçhisar Gezi Rehberi, Uçhisar Gezisi, Uçhisar Gezi Rotası, Uçhisar Otelleri, Uçhisar Konaklama, Uçhisar Turları, Avanos Gezilecek Yerler, Avanos Gezi Rehberi, Avanos Gezi Notları, Avanos Gezisi, Avanos Gezi Rotası, Avanos Otelleri, Avanos Konaklama, Avanos Turları konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir.

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. hayranlıkla okudum sonra bir daha okudum ve yine hayran kaldım :) çok güzel anlatmışsın hemen gidip canlı canlı oraları görmek istiyorum :) yeraltı şehrine ordaki geçmişin esintilerini; acaba nasıl bir yaşam sürdürmüşlerdir düşüncesi bile masal gibi geliyor... yüreğine sağlık caner...

    YanıtlaSil

En Çok Okunanlar