Doğa Yürüyüşleri ve Kamplar

Doğa ile başbaşa maceralar...

Şehir ve Kültür Gezileri

Şehirlerin tarihi ve kültürel dokusunda gezinmeceler...

Aktivite Gezileri

Eğlenceli ve adrenalinli aktiviteler...

Tarihi Geziler

Tarih kokan bölgelerde ve mekanlarda keşifler...

Sosyal Aktiviteler ve Etkinlikler

Turnuvalar, Spor etkinlikleri, fuarlar, seminerler ve buluşmalar...

Emitt Turizm Fuarı 2016

 

Turizm sektörünün duayenlerini buluşturan Emitt Turizm fuarında bu yıl 20.yıl şöleni vardı. 28-31 Ocak tarihleri arasında sürüp 4 gün boyunca devam eden fuarda Acentalar, Şehirler ve Ülke stantları fuarın büyük kısmını oluşturdu. İlk 2 gün turizm profesyonellerini bir araya getiren fuar, son 2 gününde ise sivil ziyaretçilere açıldı. Her yıl olduğu gibi renkli görüntülere sahne olan fuara ilgi büyüktü. 

17 yıldır turizm sektörü içerisinde olan biri olarak bu fuar bizlere yararlı olduğu kadar yıllardır görüşmediğimiz birlikte çalıştığımız birçok dostumuz ve okul arkadaşlarımız ile bir araya gelmemizi sağladı. Dostlarımız arasında artık "Emitt'ten Emitt'e buluşmak" diye bir kavram oluştu :) ve bir Emitt daha geçti, turizm sektörünün 2016 bayramı bu yıl da sona erdi.. 

İyiki varsın Emit :)

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Uzaklar Derinler Tavla Turnuvası

Caner-Celik-Tavla-Uzaklar-Derinler











2.Uzaklar Derinler Tavla Turnuvası 24 Ocak Pazar günü Taksim Bir Melek Cafe'de düzenlendi. Turnuvada Ömer ŞENGÜN Şampiyon olurken, ikinciliği Nazlı BİLGE, üçüncülüğü ise Halil SÜVARİOĞLU aldı. 

Çekişmeli ve eğlenceli karşılaşmalarla geçen turnuvanın organizasyonu Uzaklar & Derinler Grubu tarafından yapıldı.

Caner-Celik-Tavla-Uzaklar-Derinler

Ayrıca turnuvada 1.Uzaklar Derinler Tavla Turnuvasında aldığım şampiyonluğun kupasını da pazar günü turnuvanın ödül töreninde aldım. Turnuvayı düzenleyen Uzaklar Derinler Grubu başkanı Sn.Emin Mete SİVEREK'e bu güzel organizasyon için teşekkür ederim.

Turnuva detaylı sonuçlarına buradan ulaşabilirsiniz.
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Brandium Avm Tavla Turnuvası 2016


Brandium Alışveriş Merkezi, Geleneksel Tavla Turnuvasını 23 Ocak 2016 Cumartesi günü düzenledi. Organizasyon tavlaseverler tarafından büyük ilgi gördü. Yer yıl olduğu gibi İstavder'in organize ettiği turnuvada toplamda 314 oyuncu yarıştı. Turnuvayı İbrahim Karaca (İstavder) kazanırken, ikinci Hasan Yargan (İstavder), üçüncü ise Meltem Sahtiyancı oldu. 


Ben ise turnuvayı 94. sırada tamamlayarak turnuvaya hedeflediğimden daha erken havlu attım. Amaç tabiki sevdiğimiz insanlarla bir araya gelmek, yeni insanlar tanımak ve tavla oynamak. Tavla dolu bir cumartesi günü daha geride kaldı şimdi ise önümüzdeki turnuvalara bakıyoruz :)

Turnuva detaylı sonuçlarına buradan ulaşabilirsiniz.
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Adım Adım İstanbul 2 'Sultanahmet - Sarayburnu'


Adım Adım İstanbul yazımızın ikincisinde yine birlikteyiz. Hatırlayacağınız gibi ilk yazımızda Beyazıt - Eminönü - Galata hattını gezmiştik. O yazıya şuradan ulaşabilirsiniz.

Bugün ise her noktasında ayrı bir tarih yatan İstanbul'un turizm merkezi Sultanahmet bölgesini gezeceğiz. Herkes hazır ise başlayalım..

Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Adım Adım İstanbul 1 'Beyazıt - Eminönü - Galata'


İstanbul yüzyıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, birçok dilden, dinden, ırktan insanı tarih boyunca kucaklamış dünyanın en güzel şehirlerinden biridir. Tarihiyle, doğasıyla, iki kıtayı buluşturmasıyla dünya şehirlerinin arasında çok özel bir yere sahiptir.. 

Elbette ki günümüzde bu şehirde yaşamak güzel olduğu kadar zordur.. Yaşamanın zor olduğu bu şehirde en keyiflisi 'turist' olmaktır.. Ya da bir turist gibi adım adım gezmek dolaşmaktır her köşesini..

Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Dünyanın En Ünlü 10 Şehir Simgesi



Dünyada birçok şehrin kendisiyle özdeşleşmiş simgeleri vardır. O şehre gittiğinizde görmeden, önünde fotoğraf çektirmeden dönmemeniz gereken objelerdir bunlar. Hepsi kendine göre ünlü, hepsinin de farklı bir hikayesi vardır bu simgelerin. O şehri andığınızda gözünüzün önüne gelen ilk fotoğraflardır bunlar. Hatta şehirlerin logoları, şehirlerde yapılan etkinlikler, tanıtımlar bu simgeler ile hazırlanır.

Ünlü olduklarını biliyoruz, peki bunların hikayelerini biliyor muydunuz?

Hadi buyrun hem o ünlü simgeleri hatırlayalım, hemde onların hikayelerinden biraz sizlere bahsedelim..

1.Paris - Eiffel Kulesi (Fransa)


             
Paris şehrinin tartışılmaz en önemli simgesi Eiffel Kulesi. Önünde fotoğrafın olmadığı sürece kimseye Paris'e gittim diyemeyeceğiniz, romantik çiftlerin vazgeçilmez arka fonu. Aslında bu kadar da romantik bir hikayesi yok bu kulenin.

1887-1889 yılları arasında Paris Fuarının giriş kapısı olarak inşa edilen kule, ilk zamanlar mimarisi ile ilgili büyük tepki toplamıştır. Gustava Eiffel'in firması tarafından inşa edilen kule 324 metre uzunluğundadır. Kulenin yapılışı sırasında inşaat maliyeti tahmin edilenden 1 milyon frank daha fazla çıkınca büyük bir panik yaşanmıştır. Fakat ilk 6 ayda 2 milyona yakın kişi tarafından ziyaret edilince bu masrafın büyük kısmı karşılanmıştır.

Kulenin yapımında çelik yerine demir kullanılmıştır. Bu nedenle Parisliler tarafından "demir bayan" olarak adlandırılır. Kulenin en tepesine 1665 adet basamakla çıkılabiliyor. Ayrıca çıkmak isteyenler için iyi haber; asansör de mevcut..

2.New York City - Özgürlük Anıtı (Amerika)

Ozgurluk Aniti
              
Özgürlük Anıtı ya da orjinal adıyla Statue of Liberty, New York'a giden turistlerin ilk adresidir. Bu heykel 1886 yılından beri New York City şehrinin Özgürlük Adası üzerinde bulunur ve ülkenin en önemli simgesidir. Dünyanın en bilinen heykellerinden biri olan bu heykelin tamamı bakırdan yapılmış. 

Daha önce birçok filmde yıkıldığını, yandığını, devrildiğini ve birçok saldırıya uğradığını gördüğümüz Amerikan filmlerinden yakınen tanıdığımız bu heykel bugün 100 yılı aşkın süredir dimdik ayaktadır. O filmler hep aldatmaca bilgisayarla yapıyorlar onları.. :)

Sağ elinde bir meşale, sol elinde ise Bağımsızlık Bildirgesi ilanı olan 4 Temmuz 1776 tarihli bir hitabe tutan heykel, ayrıca dünyadaki 7 kıtayı ve 7 denizi simgeleyen bir taca sahip. Kaidesiyle birlikte toplam 98 metre yüksekliğe sahip anıt, meşaleye kadar 168 basamaklı merdivenle ziyaretçilerine muhteşem bir manzara sunuyor. 

Bu arada merak edenler için Lady Liberty'nin ayak numarası 859! :)

3.Roma - Kolezyum (İtalya)

           
Dünyanın en ünlü şehir simgelerinde sırada Roma'nın simgesi Kolezyum (Colosseum) var. Buranın tarihi pek bi eski, MS 80'lere kadar dayanıyor. Aslında birçoğumuzun filmlerden de izlediği gibi bu arena tarihte imparatorun halkın eğlenmesi için gladyatör dövüşleri ve vahşi hayvan dövüşleri, halka yönelik çeşitli gösterilerin yapılması için kullanılmıştır. Köleler ve mahkumlar tarafından yapılan bu yapı yaklaşık 50.000 kişiyi ağırlayabilecek büyüklükte.

Günümüzde depremlerden dolayı bir kısmı hasar gören bu ihtişamlı yapı, Roma'ya gelen turistlerin favori noktası ve Roma şehrinin en ünlü simgesi olarak değerini koruyor.

Bir bilgi : Eğer Kolezyum'un en ihtişamlı dönemlerinde bir gladyatör olarak yaşıyor olsaydınız, başınıza gelebilecek en kötü senaryo buranın batı kapısından çıkmanız olacaktı. Çünkü burası arenada hayatını kaybeden insanların ve hayvanların çıkarıldığı kapı olarak bilinir. 

4.Londra - Big Ben Saat Kulesi (İngiltere)

           
Geldik yine dünyanın en ünlü şehirlerinden biri olan Londra'nın ünlü simgesi Big Ben Saat Kulesi'ne.. Öncelikle yanlış bilinen bir bilgiyi düzelterek başlayalım. Çoğu kişi Big Ben'i saat kulesinin adı olarak bilse de aslında Big Ben kulenin büyük çanına verilen isimdir fakat zamanla halk arasında tüm kule için kullanılmaya başlanmıştır. Kulenin orjinal adı Elizabeth Tower. Zaten İngiltere'de her şeyin adına Elizabeth koymak bir gelenek haline gelmiş. 

Westminster Sarayı'nda 1830 yılında çıkan yangın sonucu sarayın tamamı zarar görmüş hatta neredeyse yerle bir olmuştur. Olay sonrasında yenilenecek binada yeni bir saat kulesinin olmasının daha ilgi çekici olacağı düşünülmüştür. Tabiki kimse birgün şehrin simgesi haline geleceğini ve hatta dünyanın en ünlü kulelerden biri olacağını düşünmemiştir muhtemelen.. 96 metre yüksekliğindeki bu ünlü kulenin çanı çaldığında 14 kilometre uzaklıktan duyulabiliyor.

Londra'nın en ünlü saati olmak kolay değil tabiki. Her yıl saatlerin ileri ve geri alındığı günlerde sarayın içerisinde bulunan tam 2000 adet saat bu saate göre ayarlanıyor.

Bu saat ile alakalı en ilginç bilgilerden biri de, kulenin dışından fotoğraf çekebiliyorsunuz fakat, ingiliz vatandaşı değilseniz saat kulesinin içini gezmeye izin yok.. Açıkçası biz de çok meraklıydık sizin saatinize.. :)

5.Sidney - Opera Binası (Avustralya)

           
Ünlü Opera Binası bugün Sydney'in ve hatta tüm Avustralya'nın simgesi olmuş durumda. Harika mimarisiyle aklınızı başından alan bu bina yılda yaklaşık 3000! etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Buranın çok tarihi ve çılgın bir hikayesi yok ama buranın mimarı Jorn Utzon, bu projenin mimarlık yarışmasında 3 jüri tarafından geri çevrilmesinin ardından 4.jüri tarafından kabul ediliyor ve diğer 232 yarışmacı arasından sıyrılarak seçiliyor. Ve bu muhteşem yapıyı sadece 5000 pound'a yapıyor. Sonradan pişman oldu mu acaba? :)

Normalde 4,1 milyon pound'a inşa edilmesi planlanırken, projenin yaklaşık 60 milyon pound'a bitmesi Jorn Utzon için sıkıntılı bir durum olsa da, yapının Unesco Dünya Mirasları listesine dahil olması ve yılda ortalama 2 milyon kişinin ziyaret etmesi ve etkinliklere katılması işleri biraz düzeltmiştir.

Nedenini hiç anlamadığım ve anlamaya da çok fazla uğraşmayacağım bir bilgi vereyim. Binada tam 1000 oda var ve yılda 15.000 adet ampul değiştiriliyormuş. Dünyadaki enerji kaynaklarını kimin tükettiğini de böylece bulmuş olduk :)

Opera binası 2679 koltuklu bir konser salonu, 1547 koltuklu bir opera salonu, 544 koltuklu drama tiyatro salonu, 398 koltuklu oyun salonu, 364 koltuklu stüdyo tiyatro salonu olmak üzere 5 büyük salona sahip. Ayrıca birçok soyunma odası, prova stüdyoları, restaruant ve cafe & bar mevcut.

6.Pisa - Pisa Kulesi (İtalya)

            
Pisa şehrinin ve hatta İtalya'nın en önemli sembolü haline gelen eğik olmasıyla ünlü olan Pisa Kulesi, her yıl milyonlarca turistin parmak koymalı, kaldırmalı, sırtlamalı ve hatta tepesinden ısırmalı birçok fotoğraf çekimlerine şahit oluyor. Buradaki pozlar genelde çok klasik olsa da çok yaratıcı fotoğraflar da çıkmıyor değil..

Pisa kulesi neden eğik? diye sorarsanız, bunun da tahmin edeceğiniz gibi gülünç bir hikayesi var..

Normalinde tabiki dik durması hedeflenen kulenin inşaatına 1173 yılında başlanmış ve  3.katı inşa edilirken kule esrarengiz bir şekilde eğilmeye başlamış. Çünkü kulenin üzerinde bulunduğu toprağın bu yapının inşa edilmesine uygun olmadığı anlaşılmış. Fakat bu onları durdurmak için geçerli bir sebep olmamış. Savaş nedeniyle yaklaşık olarak 100 yıl ara verildikten sonra kulenin yapımına devam edilmiş. Ancak toparlamaya başladıkça işler iyice saçma bir hal almış ve kule bugünkü 'yamuk' halini almıştır. 

Normalde hiç ilgi çekmeyecek bir şehrin bu kule sayesinde böyle bir üne kavuşması ve her yıl milyonlarca turist çekiyor olması biraz tesadüfen olsa da İtalyanlar bu işten hiç şikayetçi olmadıklarına eminim.. 

Piazza dei Miracoli'de (Mucizeler Meydanı) bulunan Pisa Kulesi 100 yılda 0,7 cm eğilmeye devam ediyor.

Pisa Kulesi üst üste bindirilmiş 6 sütun dizisiyle, 56 metre yüksekliğe sahip. 294 basamak ile çıkılabilen çanların bulunduğu 8.kat silindir yapısıyla ilgi çekiyor. Bir dönem yıkılmanın eşiğine gelen yapının büyük bir proje sonrasında 45 cm'lik bir düzeltmeyle ile ayakta kalması sağlanmıştır. 

Hepinizin merak ettiği de belki "bu kuleye çıkmak güvenli midir acaba?" sorusu olabilir. Kulenin yapılan güçlendirme sonucu güvenli olduğu yetkililer tarafından açıklanmıştır. Fakat yarın birgün kule devrilir filan biz bu olayda bir sorumluluk kabul etmeyiz. "Gezenti Caner girin dedi girdik" filan gibi bizim başımızı belaya sokmayın.. :)

Hatta zemin sebebiyle eğilen bu kulenin yanındaki Katedral ve Vaftizhane ise toprağın içine doğru batmaya başlamış durumda. Yani bu İtalyan mimarlar battıkça batıyorlar.. :)

7.Agra - Tac Mahal (Hindistan)

             
Hindistan'ın Agra şehrindeki meşhur Mac Mahal'in hüzünlü bir aşk hikayesi var. Babür İmparatorluğu'nun 6. hükümdarı olan Şah Cihan, üçüncü ama en sevdiği eşi Mümtaz Mahal'ı 14.çocuklarını doğurduktan sonra (maşallah) kaybeder.. 

Karısını kaybedince uzun süre yas tutan Şah Cihan, onun adına heybetli bir yapı yaptırmaya ve anısını sonsuza dek yaşatmaya karar verir. İnşaatına 1632 yılında başlanan Tac Mahal'in yapımı yaklaşık 20 yıl sürer. Yapımında yaklaşık 20.000 işçi çalışan tac Mahal'i oluşturan taşların taşınması filler ile yapılmıştır. 

İşin kötüsü bu hikaye böyle devam etmiyor.. Bir süre sonra hastalanan Şah Cihan, onun yerine geçmek isteyen ve bu durumdan faydalanmak isteyen oğlu tarafından hapse attırılıyor. Üstelik ölene kadar hapiste kalan Şah Cihan'ın kaldığı yerden Tac Mahal görünüyor..

Bu hikayeden çıkarılacak sonuçlar; 
* Üç kadınla evlenmeyin, 
* Bu dünya kimseye kalmadı kalmaz, 
* 14 çocuk ne yaptın sen usta ya? :)

Tac Mahal, dünyada aşk için yapılmış en büyük yapı olma özelliğini de taşımaktadır. Bakın görün aşk insana neler yaptırıyor...

8. Moskova - Aziz Vasil Katedrali (Rusya)

           
Değişik yapılı kubbeleriyle ünlü Aziz Vasil Katedrali, Moskova'nın ve hatta Rusya'nın en önemli simgesi olarak bilinir. Güzelliği ve renkli yapısıyla Kızıl Meydan'ın tam ortasında bulunan bu ihtişamlı yapısıyla bu kadar ünlü olması kimseyi şaşırtmamalı..

Daha uluslararası adıyla Saint Basil's Cathedral, dengesiz kşiliği ile nam salmış "Korkunç İvan" tarafından Rusya'nın kazandığı zaferleri kutlama amacıyla yaptırılmış. Katedralin 8 ayrı kubbesi de kazanılmış 8 savaşı temsil ediyor. İlk yapıldığı sırada som altından olan kubbeler yıllar geçtikçe çeşitli renklere boyanıyor. 1860 yılında bu renkler daha da karmaşık hale getiriliyor ve günümüzdeki halini alıyor.

Burası şu an bir müze olarak hizmet veriyor ve Kremlin Sarayı'nın hemen yanında yer alıyor.

Ayrıca katedralin mimarı Barma'nın benzer bir yapıyı farklı bir yere daha yapmaması için Korkunç İvan tarafından gözlerinin oyulduğu gibi bir efsane var. Bu tarz hikayeler birçok yerde uydurulduğu için bana çok klişe geliyor onun için çok inanılası bulmadım..

9.Rio de Jenerio - Kurtarıcı İsa Heykeli (Brezilya)

           
Geldik benim favori şehrime.. Orjinal adıyla Crista Redentor, Rio'ya ayak basan her kişinin koşa koşa gittiği dünyanın en ünlü heykellerinden ve sembollerinden biri.. Şehrin üstünde yükselen bu ihtişamlı heykelin sanıldığı gibi dini bir hikayesinden daha çok sanatsal bir hikayesi var.

Corcovado Dağı üzerinde yükselen heykelin inşaasına 1912 yılında konu ile ilgili bir yarışmanın yapılması ile başlanmış. Yarışmayı kazanan Heitor da Silva Costa'nın önderliğinde yaklaşık 10 yılda tamamlanan ve kaidesiyle birlikte 38 metre uzunluğunda olan heykelin, kollarını açmış bir şekilde tasvir edilmesi barışı ve İsa'nın herkesi kucakladığını temsil etmektedir.

Dağın en yüksek kısmında Rio şehrine tepeden bakan İsa Heykeli'ne daha önce birkaç kez yıldırım düşmüş. Bunlardan en yakın zamanda gerçekleşeninde ise heykelin 2 parmağının kopmasına neden olmuş. Buradan kendisine geçmiş olsun dileklerinde bulunuyorum.. :)

10.Kahire - Giza Piramitleri (Mısır)

           
Öncelikle piramitlerin tarihini size burada uzun uzun anlatmak güzel olurdu ama onu başka bir yazıda paylaşırız sizlerle. Burada biraz özet geçelim.

Kahire'de bulunan Giza Piramitleri Mısır'ın sembolü haline gelmiş ve dünyanın en görkemli olduğu kadar en gizemli yapıları olarak da ün kazanmıştır. Keops, Kefren ve Mikerinos olarak bilinen 3 adet piramitin en büyüğü Keops'tur. Keops piramidi, dünyanın 7 harikası arasında bulunan yapılardan biridir.

Keops piramidi 152 metre boyundadır ve yapımında yaklaşık 3 milyon kireç taşı kullanılmıştır. M.Ö. 2540 yıllarında yapımına başlanan piramit yaklaşık 23 yılda tamamlanmıştır. Taşların nasıl taşındığı, bu piramitlerin nasıl yapıldığı ve piramitlerin insanları hayrete düşüren birçok özelliği hala gizemini koruyor.. O kadar insanın aklına ters yapılar ki piramitleri uzaylıların yaptığını düşünenler bile var..

Bu piramitlerin büyüklüğüne şöyle bir örnek verelim; Keops piramidinde kullanılan taşlar ile 30 adet Empire State binası inşa edilebiliyor. Hal böyle olunca "bu adamlar bunları o dönemde nasıl yapmış" sorusunu defalarca kendimize soruyoruz ve bu piramitlerin yapımında emeği geçen kimler ise önlerinde saygıyla eğiliyorum..

Ayrıca piramitlerin yanında bir de Sfenks heykeli bulunuyor. Bu da piramitlerin yanı sıra Mısır'ı gezen turistlerin favori noktalarından.

***

Paris'in Eiffel Kulesi, New York City'nin Özgürlük Anıtı, Roma'nın Kolezyum'u, Londra'nın Big Ben'i, Sidney'in Opera Binası, Pisa'nın Pisa Kulesi, Agra'nın Tac Mahal'i, Moskova'nın Aziz Vasil Katedrali, Rio'nun İsa Heykeli, Kahire'nin Piramitleri...

Öyle tahmin ediyorum ki yazının her kısmında acaba İstanbul ne zaman gelecek diye beklediniz ve Yazının sonuna geldiğinizde İstanbul neden yok niye bana kızmış bile olabilirsiniz.. :)

İki kıtaya yayılmış, şahane boğazı ile üzerinde onlarca medeniyetin izleri bulunan dünyanın en güzel şehri İstanbul'u bu şehirlerden farklı değerlendirmek istedim. Çünkü takdir edersiniz ki bu dünyaca meşhur olan 10 şehir simgesi standartlarında sadece İstanbul'dan 10 simge çok rahat çıkarabiliriz. 

Hatta yazıyı yazarken kendi kendime "İstanbul'un şehir simgesi nedir?" diye düşündüm ve bu konuda kafamda düşündüğüm alternatifler dahilinde yaptığım araştırmalarda birçok anketin bile yapıldığını gördüm. 

Hatta biz dahil tüm dünyada İstanbul şehrinin simgesiyle alakalı ne kadar büyük bir kafa karışıklığı olduğuna şahit oldum. 

Bu konuda kapsamlı anketi yapan Hürriyet Gazetesi bu olaya çok güzel bir çözüm getirmiş. Kendi alanlarında en saygın kişilerin yer aldığı 50 adet dev bir jüri ile çok kapsamlı bir anket yapmış. Ankette en çok oyun alan Ayasofya, şehrin simgesi olarak seçilmiş..

Sen ne güzel bir şehirsin İstanbul.. Seni anlatmaya, tarif etmeye simge seçemiyoruz. 

Peki sizce bu güzel şehrin en önemli simgesi hangisi?










Yazının sonuna İstanbul'un simgeleri ile ilgili yorum ve düşüncelerinizi merakla bekliyorum.

Caner ÇELİK

Bu Yazılar da İlginiziÇekebilir
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım.

Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz sosyal medya hesaplarımdan paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.

Bu yazıda  Dünyanın ünlü şehirler simgeleri, dünya şehirleri, en popüler şehir simgeleri, dünyanın en güzel şehirleri, dünyaca ünlü şehir simgeleri, şehir simgeleri, hangi şehir neyiyle ünlü, brezilya isa heykeli, rio isa heykeli, kurtarıcı isa heykeli, eiffel kulesi, eiffel kulesi hikayesi, eyfel kulesi, eyfel kulesi hakkında bilgi, en ünlü binalar, keops piramidi, mısır piramitleri, mısır piramitleri tarihi, mısır piramitleri yapılışı, londra big ben, londra saat kulesi, moskova aziz vasil katedrali, özgürlük anıtı, özgürlük anıtı hikayesi, özgürlük anıtı hakkında bilgi, özgürlük anıtı tarihi, pisa kulesi hikayesi, pisa kulesi tarihi, sidney opera binası, tac mahal, tag mahal nerede, tac mahal hakkında bilgi konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir.

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

A Tipi Prizler Hangi Ülkelerde Kulanılıyor?


A tipi fiş ve prizler Kuzey ve Orta Amerika ile bazı Ortadoğu ülkelerinde yaygın olarak kullanılır. Resmi adı NEMA 1-15'tir. Bu sistemde topraklama hattı bulunmamaktadır. Türkiye'den farklı olarak bu sistem 15 Amper, 100-127 Volt ve 60 Hz değerinde çalışır. Türkiye'de ve Avrupa'da yaygın olan Hertz değeri 50'dir. 

A Tipi Priz ve Fişlerin Kullanıldığı Ülkeler

Amerika Birleşik Devletleri
Amerikan Samoası
Anguilla
Aruba
Bahamalar
Bangladeş
Barbados
Belize
Bermuda
Bolivya
Bonaire
Cayman Adaları
Çin
Dominik Cumhuriyeti
Ekvador
El Salvador
Filipinler
Guam
Guatemala
Guyana
Haiti
Honduras
İngiliz Virjin Adaları
Jamaika
Japonya
Kamboçya
Kanada
Kolombiya
Kosta Rika
Küba
Kurasao
Laos
Liberya
Marshall Adaları
Meksika
Mikronezya
Montserrat
Nikaragua
Palau
Panama
Peru
Porto Riko
Saba
Saint Vincent ve Grenadinler
Sint Eustatius
Sint Maarten
Surinam
Tayland
Tayvan
Trinidad va Tobago
Turks ve Caicos Adaları
Venezuela
Viyetnam
Yemen

Ülkelere Göre Priz ve Fiş Şekilleri

Tüm Turizm - Seyahat Bölümü Yazılarım

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

C Tipi Prizler Hangi Ülkelerde Kulanılıyor?

C tipi fiş ve prizler, ülkemiz de dahil olmak üzere Asya, Avrupa ve Güney Amerika bölgelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. İki uçlu fiş ve prizler 2,5 Amper, 220-240 Volt ve 50 Hz değerlerinde çalışırlar. Resmi adı CEE 7/16'dır. C tipi prizlerde topraklama hattı bulunmamaktadır. Yüksek gerilimli cihazlar ile kullanıma uygun değildir. Genellikle televizyon, radyo, şarj aleti gibi ev eşyaları için kullanıma uygundur.

C Tipi Priz ve Fişlerin Kullanıldığı Ülkeler

Afganistan
Almanya
Andora
Angola
Arjantin
Arnavutluk
Avusturya
Azerbaycan
Azorlar
Balear Adaları
Bangladeş
Belçika
Benin
Beyaz Rusya
Bolivya
Bonaire
Bosna Hersek
Brezilya
Bulgaristan
Burkina Faso
Burundi
Butan
Cezayir
Cibuti
Çad
Çek Cumhuriyeti
Çin
Danimarka
Doğu Timor
Ekvador Ginesi
Endonezya
Eritrea
Ermenistan
Estonya
Etiyopya
Faroe Adaları
Fas
Fildişi Sahilleri
Filipinler
Filistin
Finlandiya
Fransa
Fransız Ginesi
Gabon
Gine
Grönland
Güney Afrika
Güney Kore
Gürcistan
Hindistan
Hırvatistan
Hollanda
Irak
İran
İspanya
İsrail
İsveç
İsviçre
İtalya
İzlanda
Kamboçya
Kamerun
Kanarya Adaları
Kazakistan
Kırgızistan
Komoros
Kongo
Kongo Demokratik Cumhuriyeti
Kosova
Küba
Kuzey Kore
Laos
Letonya
Libya
Lihtenştayn
Litvanya
Lübnan
Lüksemburg
Macaristan
Madagaskar
Maderia
Makedonya
Maldivler
Mali
Man Adası
Manş Adaları
Martinik
Mayotte
Moğolistan
Moldova
Monako
Montenegro
Moritanya
Morityus
Mozambik
Nepal
Nijer
Norveç
Orta Afrika Cumhuriyeti
Özbekistan
Pakistan
Paraguay
Peru
Portekiz
Reunion
Romanya
Ruanda
Rusya
Saint Martin
San Marino
Sao Tome ve Principe
Senegal
Sint Eustatius
Sırbistan
Slovakya
Slovenya
Somali
Somaliland
Sudan
Surinam
Şili
Tacikistan
Tahiti
Tayland
Togo
Tunus
Türkmenistan
Ukrayna
Uruguay
Ürdün
Vatikan
Viyetnam
Yeni Kaledonya
Yeşil Burun Adaları
Yunanistan
Zambiya


Ülkelere Göre Priz ve Fiş Şekilleri

Tüm Turizm - Seyahat Bölümü Yazılarım

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

D Tipi Prizler Hangi Ülkelerde Kulanılıyor?



D tipi fiş ve prizler Hindistan'da yaygın bir şekilde kullanılır. Üç dişe sahip fiş ve prizlerde topraklama hattı bulunur. D tipi fiş ve prizler 5 Amper, 220-240 Volt ve 50 Hz değerinde çalışır. Bu tip fişlervoltaj gerilimi yüksel olan cihazlar la da kullanılabilir. 

D tipi fiş ve prizler 1947'ye kadar İngiltere'de kulanılmıştır. İngilizstandartı olarak kabul edilen sistemin resmi adı 546'dır. Hindistan'a yapacağınız gezilerde yanınızda adaptör götürmeyi unutmayın. 


D Tipi Priz ve Fişlerin Kullanıldığı Ülkeler

Bangladeş
Botsvana
Butan
Çad
Dominika
Fransız Ginesi
Güney Afrika
Guyana
Hindistan
Irak
Kongo Demokratik Cumhuriyeti
Lübnan
Maldivler
Martinik
Nambiya
Nepal
Nijer
Nijerya
Pakistan
Saint Kitts ve Nevis
Senegal
Sierra Lione
Sri Lanka
Sudan
Tanzanya
Ürdün
Viyetnam
Yemen
Zambiya
Zimbabve


Ülkelere Göre Priz ve Fiş Şekilleri

Tüm Turizm - Seyahat Bölümü Yazılarım

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

En Çok Okunanlar