Son dönemde İstanbul'u biraz ihmal ettiğimin farkındayım. Bunun üzerine derhal İstanbul ile bir barışma yazısı yazmak gerekiyordu.. İstanbul ile barışmak için de bu şehrin en güzel sahil mahallesi olan Kuzguncuk'u gezmeyi tercih etmenin ise doğru bir karar olduğunu düşünüyorum...
Kuzguncuk...
Burası boğazın kenarında İstanbul'u seyretmeye doyamayacağınız huzur dolu bir mahalle.. Sahilinde mis gibi deniz kokusu eşliğinde hayranlıkla boğazı seyredeceğiniz, sokaklarında ise Kuzguncuk'un kendine has dokusunu sonuna kadar hissedeceğiniz sımsıcak bir yer...
Kuzguncuk Sahili...
Kuzguncuk sahilinde bulunan çınar ağacı bu mahallenin simgelerinden biri olarak biliniyor. Bu ağacın gölgesinde dostlarınızla oturup tavşan kanı bir çay ve bol köpüklü bir Türk çahvesi içmek ise tarifsiz bir keyif...
Sahilden ayrılmak çok zor olsa da kendinizi Kuzguncuk'un sokaklarına atarak bu sevimli mahalleyi keşfedebilirsiniz. Kuzguncuk'un en önemli özelliklerinden biri de tıpkı Balat gibi farklı dinlere mensup insanların bir arada dostça ve kardeşçe yaşadığı bir yer olmasıdır.
Kuzguncuk'ta Dinlerin Kardeşliği...
Kuzguncuk'ta Surp Krikor Lusaveriç Ermeni Kilisesi, Ayios Panteleimon Rum Kilisesi, Kuzguncuk Sinagogu ve Kuzguncuk Camii birbirine çok yakın konumlarda bulunuyor. Bu ibadethanelerin birbirine yakınlığıyla tüm dünyaya hoşgörü, barış ve kardeşlik mesajları veriyor bu güzel mahalle...
Kuzguncuk Sokakları ve Kuzguncuk Evleri...
Bu güzel mahalle tertemiz sokakları ve orjinaline uygun restore edilmiş rengarenk sevimli evleri ile bilinir. Altı kagir, üstü ahşap ve geneli iki katlı olan "Kuzguncuk Evleri" çiçekler ile süslenerek sokakları güzelleştiriyor.
Son dönemde özellikle fotoğraf meraklılarının yoğun ilgisine maruz kalan Kuzguncuk, düğün fotoğrafı çekimlerinin de popüler noktalarından biri haline gelmiş. Bu durumdan bir hayli sıkılan Kuzguncuk sakinlerinden bazıları ise evlerinin önüne fotoğraf çekilmek yasaktır yazıları koyduğunu görebilirsiniz. Yurdum insanı bu yasaklara ne kadar uyar bilmiyorum ama bir evin kapısında yazan "Burada fotoğraf çektirenler ayrılıyor" yazısı bence daha etkili olabilir diye düşünüyorum.. :)
Kuzguncuk sokaklarının bir diğer sahipleri ise Kuzguncuk Kedileri.. Miskin miskin evlerin önünde yatan ve sokaklarda dolaşan bu sevimli yaratıklar da hayvanseverlerin yoğun ilgisinden nasiplerini alıyorlar. Ayrıca fotoğrafçılar için de çok sevimli pozlar veriyorlar...
Eski İstanbulluların çok iyi bildiği Kuzguncuk, son dönemde burada çekilen diziler, reklam ve sinema filmleriyle daha da popüler hale geldi.. Hemen hemen her sokağı ve mekanları bu sayede bir hayli ünlendi..
Kuzguncuk'ta Hangi Diziler Çekildi?
Kuzguncuk'ta çekilen efsane olmuş dizilerden ilki 1986-1988 yılları arasında Perihan Kutman ve Şevket Altuğ'un baş rollerini paylaştığı "Perihan Abla" dizisidir. Bu dizi o dönem çok sevilmiş ve Kuzguncuk ile özdeşleşmiştir. Hatta dizinin çekildiği sokağa da belediye tarafından "Perihan Abla Sokağı" adı verilmiştir.
Tüplü televizyonlardan tüm Türk halkının sevgisini kazanmış bu diziyi anneler, babalar ve tüm büyüklerimiz illaki hatırlıyorlardır. Bizim jenerasyon için de aşağıda ufak bir hatırlatma yapalım, diziyi merak edenler araştırabilir...
Kuzguncuk'un diğer efsane dizisi ise son dönemde yine hemen herkesin sevgilisi olmuş Ekmek Teknesi.. Savaş Dinçel, Kadir Çöpdemir ve Hasan Kaçan gibi usta oyuncuların baş rollerini paylaştığı bu dizi ülkemizde çok sevilmiş, 2002-2005 yılları arasında ülkemizde ilgiyle izlenmiştir. Günümüzde Perihan Abla Sokağı'nın başında bulunan ufak kebap işletmesi yıllarca bu diziye ev sahipliği yapmış hatta diziden kalan Ekmek Teknesi tabelası hala dükkanda asılı durmaktadır.
Bilen bilir ama bilmeyenler için de Ekmek Teknesi dizisini şöyle bir hatırlatalım...
Kuzguncuk'un popüler kültürdeki izlerine değindikten sonra günümüze geri dönelim ve Kuzguncuk'u gezmeye devam edelim.
Kuzguncuk'ta gezilecek yerler listemizde sırada "Kuzguncuk Bostanı" var. Bu küçük bostan İstanbul'un yeşilliğe hasret kalmış çoğu semtini düşündüğümüzde altın değerinde.
Kuzguncuk Bostanı halka açık bir alan. Burası için Üsküdar Belediyesi harika bir düzen getirmiş. Parsellenen toprak alanları kura ile belirlenerek Kuzguncuk sakinlerine yıllık olarak dönüşümlü bir şekilde veriliyor, vatandaşlar da bu bostanda dilediği gibi ekim yapabiliyormuş. Böyle bir sistem başka yerde var mı bilmiyorum ama bu uygulama benim şahsen çok hoşuma gitti...
Buraya gelmişken Kuzguncuk Bostanı arkasında kalan Simitçi Tahir Sokağı'nın meşhur evlerinin fonda bulunduğu bu klasik fotoğrafı çektirmeden de olmaz.
Bostanın yan tarafında bir de etkinlik alanı var. Burada Üsküdar belediyesi özellikle yaz aylarında iftar yemekleri, semt buluşmaları, kermes ve hatta açıkhava sineması gibi etkinlikler düzenliyor. Kuzguncuk gezimizin bu etkinliklerden birine denk gelmesi ise tamamen şans diyebiliriz :)
Kuzguncuk Bostanı'nda belediye tarafından düzenlenen halk buluşması gayet renkliydi.
Kuzguncuk'un güzel sokaklarında gezmeye devam ettiğimizde meşhur Kuzguncuk Merdivenlerine rastlıyoruz. Bu merdivenler de bu mahalle ile özdeşleşmiş ve fotoğrafçıların yoğun ilgi gösterdiği noktalardan biridir.
Semtin bir diğer popüler noktası ise günümüzde kitabevi olarak kullanılan bu bina. Birçok dizi, sinema ve reklam filminde kullanılmış geçmişten günümüze bu mahallenin simgelerinden biri olmuştur.
Kuzguncuk bir vefa semtidir. Burada biraz vakit geçirdiğinizde insanların ne kadar entellektüel, kültürlü ve kaliteli olduğunu fark edeceksiniz. Bu güzel insanların birbirleriyle aralarında kurduğu bağ umarım hepimize örnek olur.
Kuzguncuk'ta geçmiş yıllarda Ohannes Minasyan adında bir doktor yaşarmış. Halk arasında çok sevilen Dr.Minasyan, öleli çok olmasına rağmen şırıngaları, ilaç kutuları ve tıbbi malzemelerine kıyamamış dostları. Bugün hala Deniz Eczanesi'nin vitrininde sergileniyor Minasyan'ın kişisel tıbbi malzemeleri.
Eczane'nin vitrinindeki kedi dikkatinizi çekmiştir herhalde. Bu kedi bu vitrini çok benimsemiş olacak ki hep aynı yerde uyuyormuş. Yani Kuzguncuk'a gittiğinizde bu kediyi yine vitrinde görürseniz şaşırmayın... :)
Konu doktorlardan açılmışken... Kuzguncuk tarihinde ünlü bir doktor daha var. Hemde ünü Kuzguncuk'u aşmış bir doktor. Kendisi Marco Apostolidis. Halk arasında bilinen adıyla da Marko Paşa...
Marko Paşa rum asıllı bir Osmanlı hekimiydi. Herkesin derdine derman olmaya çalışan, olamasa bile herkesi sabırla dinleyen, insan ayırt etmeden herkesle sohbet eden ve çok sevilen biriydi...
Zamanla sıkıntısı olan herkes "Anlat derdini Marko Paşa'ya" dermiş ve bu söz hızla yayılarak günümüze kadar bile ulaşmıştır.. İşte o meşhur Marko Paşa da Kuzguncuk'ta yaşamıştır. Kuzguncuk'ta bulunan Kuzguncuk Rum Ortadoks Kabristanı'nda mezarı bulunmaktadır.
Marko Paşa aynı zamanda Türk Kızılayı'nın da kurucularındandır. Sağlık alanında ülkemize çok büyük katkıları olmuştur. Buraya kadar gelmişken bu güzel insanın da mezarını ziyaret etmeden dönmeyin derim...
Son olarak sıra geldi Kuzguncuk'un şirin kafelerine ve mekanlarına...
Kuzguncuk Kafeleri ve Mekanları
Kuzguncuk'un en çok ilgi çeken özellikleri ise şüphesiz ki sevimli küçük kafeteryaları.. Buranın birbirinden renkli ve güzel kafelerinde kahvelerinizi yudumlayarak dostlarınız ile güzel sohbetler edebilirsiniz. Hatta kafelerin sahipleriyle de Kuzguncuk hakkında sohbetler edebilirsiniz..
Burada kafe işleten kişilerin hepsi son derece pozitif, eğlenceli, misafirperver ve güzel insanlar.. Birkaç mekanda oturduğunuzda hepsinden farklı tatlar alacağınıza garanti verebilirim.
Kuzguncuk'a gittiğinizde kesinlikle uğramanız gereken mekanların arasında Pita, Sitare Cafe, Zahir, La Mekan, Betty Blue ve Divan Keyfi olarak tavsiye edebilirim. Hepsinin kendine has bir dekarasyonu, mönüsü ve farklı lezzetleri var. Bu mekanlarda "kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz" klişelerine girmeyeceğim ama herkesin farklı keyif alacağı noktalar bulacağından eminim..
Ayrıca Kuzguncuk'a geldiğinizde buranın eşsiz lezzetlerinin de tadına bakabilirsiniz. Özellikle Metet Döner isimli işletme tam bir efsane. Sıkı bir döner sever olarak hayatımda yediğim en lezzetli dönerlerin arasındaydı diyebilirim. Közde pişirilen dönerin lezzeti gerçekten harika. Şiddetle tavsiye ederim...
Ayrıca burada farklı lezzetler arayanlar için Bay Mantı Cafe'nin harika mantılarını, Pala'nın Yeri'nin harika köftelerini, Hatice Anne'nin leziz ev yemeklerini ve Çikolatacı Aziz Bey'in harika çikolatalarını da şiddetle tavsiye edebilirim.
Bu kadar tavsiye üzerine Kuzguncuk'ta ne yenir? sorularına da cevap vermiş olduk eminim. Bu lezzetlerin tadını çıkarmak için Kuzguncuk'a aç gelin... :)
Son dönemde özellikle fotoğraf meraklılarının yoğun ilgisine maruz kalan Kuzguncuk, düğün fotoğrafı çekimlerinin de popüler noktalarından biri haline gelmiş. Bu durumdan bir hayli sıkılan Kuzguncuk sakinlerinden bazıları ise evlerinin önüne fotoğraf çekilmek yasaktır yazıları koyduğunu görebilirsiniz. Yurdum insanı bu yasaklara ne kadar uyar bilmiyorum ama bir evin kapısında yazan "Burada fotoğraf çektirenler ayrılıyor" yazısı bence daha etkili olabilir diye düşünüyorum.. :)
Kuzguncuk sokaklarının bir diğer sahipleri ise Kuzguncuk Kedileri.. Miskin miskin evlerin önünde yatan ve sokaklarda dolaşan bu sevimli yaratıklar da hayvanseverlerin yoğun ilgisinden nasiplerini alıyorlar. Ayrıca fotoğrafçılar için de çok sevimli pozlar veriyorlar...
Eski İstanbulluların çok iyi bildiği Kuzguncuk, son dönemde burada çekilen diziler, reklam ve sinema filmleriyle daha da popüler hale geldi.. Hemen hemen her sokağı ve mekanları bu sayede bir hayli ünlendi..
Kuzguncuk'ta Hangi Diziler Çekildi?
Kuzguncuk'ta çekilen efsane olmuş dizilerden ilki 1986-1988 yılları arasında Perihan Kutman ve Şevket Altuğ'un baş rollerini paylaştığı "Perihan Abla" dizisidir. Bu dizi o dönem çok sevilmiş ve Kuzguncuk ile özdeşleşmiştir. Hatta dizinin çekildiği sokağa da belediye tarafından "Perihan Abla Sokağı" adı verilmiştir.
Tüplü televizyonlardan tüm Türk halkının sevgisini kazanmış bu diziyi anneler, babalar ve tüm büyüklerimiz illaki hatırlıyorlardır. Bizim jenerasyon için de aşağıda ufak bir hatırlatma yapalım, diziyi merak edenler araştırabilir...
Kuzguncuk'un diğer efsane dizisi ise son dönemde yine hemen herkesin sevgilisi olmuş Ekmek Teknesi.. Savaş Dinçel, Kadir Çöpdemir ve Hasan Kaçan gibi usta oyuncuların baş rollerini paylaştığı bu dizi ülkemizde çok sevilmiş, 2002-2005 yılları arasında ülkemizde ilgiyle izlenmiştir. Günümüzde Perihan Abla Sokağı'nın başında bulunan ufak kebap işletmesi yıllarca bu diziye ev sahipliği yapmış hatta diziden kalan Ekmek Teknesi tabelası hala dükkanda asılı durmaktadır.
Bilen bilir ama bilmeyenler için de Ekmek Teknesi dizisini şöyle bir hatırlatalım...
Kuzguncuk'un popüler kültürdeki izlerine değindikten sonra günümüze geri dönelim ve Kuzguncuk'u gezmeye devam edelim.
Kuzguncuk'ta gezilecek yerler listemizde sırada "Kuzguncuk Bostanı" var. Bu küçük bostan İstanbul'un yeşilliğe hasret kalmış çoğu semtini düşündüğümüzde altın değerinde.
Kuzguncuk Bostanı halka açık bir alan. Burası için Üsküdar Belediyesi harika bir düzen getirmiş. Parsellenen toprak alanları kura ile belirlenerek Kuzguncuk sakinlerine yıllık olarak dönüşümlü bir şekilde veriliyor, vatandaşlar da bu bostanda dilediği gibi ekim yapabiliyormuş. Böyle bir sistem başka yerde var mı bilmiyorum ama bu uygulama benim şahsen çok hoşuma gitti...
Buraya gelmişken Kuzguncuk Bostanı arkasında kalan Simitçi Tahir Sokağı'nın meşhur evlerinin fonda bulunduğu bu klasik fotoğrafı çektirmeden de olmaz.
Bostanın yan tarafında bir de etkinlik alanı var. Burada Üsküdar belediyesi özellikle yaz aylarında iftar yemekleri, semt buluşmaları, kermes ve hatta açıkhava sineması gibi etkinlikler düzenliyor. Kuzguncuk gezimizin bu etkinliklerden birine denk gelmesi ise tamamen şans diyebiliriz :)
Kuzguncuk Bostanı'nda belediye tarafından düzenlenen halk buluşması gayet renkliydi.
Kuzguncuk'un güzel sokaklarında gezmeye devam ettiğimizde meşhur Kuzguncuk Merdivenlerine rastlıyoruz. Bu merdivenler de bu mahalle ile özdeşleşmiş ve fotoğrafçıların yoğun ilgi gösterdiği noktalardan biridir.
Semtin bir diğer popüler noktası ise günümüzde kitabevi olarak kullanılan bu bina. Birçok dizi, sinema ve reklam filminde kullanılmış geçmişten günümüze bu mahallenin simgelerinden biri olmuştur.
Kuzguncuk bir vefa semtidir. Burada biraz vakit geçirdiğinizde insanların ne kadar entellektüel, kültürlü ve kaliteli olduğunu fark edeceksiniz. Bu güzel insanların birbirleriyle aralarında kurduğu bağ umarım hepimize örnek olur.
Kuzguncuk'ta geçmiş yıllarda Ohannes Minasyan adında bir doktor yaşarmış. Halk arasında çok sevilen Dr.Minasyan, öleli çok olmasına rağmen şırıngaları, ilaç kutuları ve tıbbi malzemelerine kıyamamış dostları. Bugün hala Deniz Eczanesi'nin vitrininde sergileniyor Minasyan'ın kişisel tıbbi malzemeleri.
Eczane'nin vitrinindeki kedi dikkatinizi çekmiştir herhalde. Bu kedi bu vitrini çok benimsemiş olacak ki hep aynı yerde uyuyormuş. Yani Kuzguncuk'a gittiğinizde bu kediyi yine vitrinde görürseniz şaşırmayın... :)
Konu doktorlardan açılmışken... Kuzguncuk tarihinde ünlü bir doktor daha var. Hemde ünü Kuzguncuk'u aşmış bir doktor. Kendisi Marco Apostolidis. Halk arasında bilinen adıyla da Marko Paşa...
Marko Paşa rum asıllı bir Osmanlı hekimiydi. Herkesin derdine derman olmaya çalışan, olamasa bile herkesi sabırla dinleyen, insan ayırt etmeden herkesle sohbet eden ve çok sevilen biriydi...
Zamanla sıkıntısı olan herkes "Anlat derdini Marko Paşa'ya" dermiş ve bu söz hızla yayılarak günümüze kadar bile ulaşmıştır.. İşte o meşhur Marko Paşa da Kuzguncuk'ta yaşamıştır. Kuzguncuk'ta bulunan Kuzguncuk Rum Ortadoks Kabristanı'nda mezarı bulunmaktadır.
Marko Paşa aynı zamanda Türk Kızılayı'nın da kurucularındandır. Sağlık alanında ülkemize çok büyük katkıları olmuştur. Buraya kadar gelmişken bu güzel insanın da mezarını ziyaret etmeden dönmeyin derim...
Son olarak sıra geldi Kuzguncuk'un şirin kafelerine ve mekanlarına...
Kuzguncuk Kafeleri ve Mekanları
Kuzguncuk'un en çok ilgi çeken özellikleri ise şüphesiz ki sevimli küçük kafeteryaları.. Buranın birbirinden renkli ve güzel kafelerinde kahvelerinizi yudumlayarak dostlarınız ile güzel sohbetler edebilirsiniz. Hatta kafelerin sahipleriyle de Kuzguncuk hakkında sohbetler edebilirsiniz..
Burada kafe işleten kişilerin hepsi son derece pozitif, eğlenceli, misafirperver ve güzel insanlar.. Birkaç mekanda oturduğunuzda hepsinden farklı tatlar alacağınıza garanti verebilirim.
Kuzguncuk'a gittiğinizde kesinlikle uğramanız gereken mekanların arasında Pita, Sitare Cafe, Zahir, La Mekan, Betty Blue ve Divan Keyfi olarak tavsiye edebilirim. Hepsinin kendine has bir dekarasyonu, mönüsü ve farklı lezzetleri var. Bu mekanlarda "kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz" klişelerine girmeyeceğim ama herkesin farklı keyif alacağı noktalar bulacağından eminim..
Ayrıca Kuzguncuk'a geldiğinizde buranın eşsiz lezzetlerinin de tadına bakabilirsiniz. Özellikle Metet Döner isimli işletme tam bir efsane. Sıkı bir döner sever olarak hayatımda yediğim en lezzetli dönerlerin arasındaydı diyebilirim. Közde pişirilen dönerin lezzeti gerçekten harika. Şiddetle tavsiye ederim...
Ayrıca burada farklı lezzetler arayanlar için Bay Mantı Cafe'nin harika mantılarını, Pala'nın Yeri'nin harika köftelerini, Hatice Anne'nin leziz ev yemeklerini ve Çikolatacı Aziz Bey'in harika çikolatalarını da şiddetle tavsiye edebilirim.
Bu kadar tavsiye üzerine Kuzguncuk'ta ne yenir? sorularına da cevap vermiş olduk eminim. Bu lezzetlerin tadını çıkarmak için Kuzguncuk'a aç gelin... :)
Yazıyı yavaş yavaş toparlayacak olursak Kuzguncuk; evleriyle, mekanlarıyla ve kendine has kültürüyle güzel birkaç saat geçirmek ve değişik bir hava almak için gidilecek harika bir yer.. Bu mahalleyi yaşayın ve burada yaşayan insanların hayatlarına ortak olun.. İnanın pişman olmayacaksınız...
Kuzguncuk gezimiz sırasında satranç oyununda bana eşlik eden sevgili Tarık'a ve bu gezide beni yalnız bırakmayan sevgili arkadaşlarım Gül Karakuş ve Betül Demirel'e teşekkür ederim.
Kuzguncuk gezimiz sırasında satranç oyununda bana eşlik eden sevgili Tarık'a ve bu gezide beni yalnız bırakmayan sevgili arkadaşlarım Gül Karakuş ve Betül Demirel'e teşekkür ederim.
Kuzguncuk'tan Sevgilerle...
Fotoğraflar : Caner ÇELİK, Gül KARAKUŞ, Betül DEMİREL
Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım.
Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz sosyal medya hesaplarımdan paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.
Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz sosyal medya hesaplarımdan paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.
Bu yazıda Kuzguncuk Rehberi, Kuzguncuk Gezi Rehberi, Kuzguncuk Gezisi, Kuzguncuk Gezilecek Yerler, Kuzguncuk'ta Nerelere Gidilir?, Kuzguncuk Nerededir?, Kuzguncuk'a Nasıl Gidilir?, Kuzguncuk'un Neyi Meşhur?, Kuzguncuk'ta Hangi Diziler Çekildi?, Kuzguncuk'ta Yaşayan Ünlüler konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir.
İstanbul'un kalabalığından uzak sokakları nasılda keyifli. Ne de güzel anlatmışın, emeğine sağlık arkadaşım
YanıtlaSilCaner in rehberliğinde yapılan geziler çok güzel oluyor. Gezide eşlik ettiğim için teşekkür etmişin asıl ben teşekkür ederim. Blogu okuyup geziye katılmak isteyen arkadaşlar hiç tereddüt etmeyin mutlaka bir kere bile olsa katılın çok eğlenceli güzel vakit geçireceğinize eminim.
YanıtlaSilDaha önce İstanbul'a defalarca gitmeme rağmen burayı görmek kısmet olmadı.Ama şimdi sizin gözünüzden buraya bakınca merakım arttı doğrusu.Belediyenin bu bostan çalışması bence çok iyi bir fikir olmuş.Keşke ülkenin geneline yayılıp bütün ilçelerde, semtlerde yapılabilse eminim heryer yemyeşil ve daha organik olurdu..Eğer birgün tekrar gelirsem oraya mutlaka kitapevinede uğrayacağım.Çok beğendim yazınızı keyifle okudum teşekür ederim..Sevgiyle kalın.=))
YanıtlaSil