Yavru Vatan Kıbrıs Gezisi 3 : Gazimağusa Gezi Notları


Gazimağusa'dan herkese merhabalar.. Geçen yıl Girne ve Lefkoşa'yı kapsayan detaylı bir Kıbrıs gezisi yapmıştım. Fakat Gazimağusa'yı gezmeye zamanım yetmemişti. Bu yıl ise yarım bıraktığım Kıbrıs gezimi tamamlama fırsatı bulabildim.

***


Gazimağusa'yı gezmeye başlamadan önce şehrin adıyla ilgili bir hatırlatmada bulunalım. Bu şehir genelde Türkler tarafından "Mağusa" olarak anılıyor. Biz pratik ve çok uzatmayı sevmeyen bir millet olduğumuz için şehir ismi daha çok böyle yerleşmiş. Hatta Kıbrıs Türkleri buraya "Magosa" diyor. Kıbrıs'a geldiğinizde yabancılık çekmemeniz için bu bilgi hayati önem taşıyor :)

Gazimağusa'ya Ulaşım

İlk olarak şehre ulaşım hakkında biraz bilgi verelim. Ülke genelinde ulaşım konusunda bir dengesizlik söz konusu. Şehirler arası ulaşım için kullanılan otobüsler son derece eski olmakla birlikte, taksilerin ise tamamı lüks ve çok pahalı. Bu yüzden taksiyle ulaşım ya da gezi yerine araba kiralama fikri daha mantıklı.

Lefkoşa'dan Gazimağusa'ya  nasıl gidilir?

Gazimağusa'ya toplu taşıma ile Ercan Havalimanı'ndan, Lefkoşa'dan ve Girne'den ulaşmak mümkün. Otobüsler çok yavaş gittiği için mesafe çok uzak olmamasına rağmen Lefkoşa-Gazimağusa arası ortalama 1 saat civarı sürüyor. Şehrin Girne ile mesafesi ise ortalama 1.5 saat. 

Seyahatlerinizde size otogardaki yazıhaneden ya da ara duraklardaki görevli kişiler tarafından biletler veriliyor. Bu biletleri yolculuğunuz bitene kadar atmayın, çünkü birkaç durak sonra bir abi otobüse binip biletin ufak bir kuponunu topluyor. Kendinizi 1980 li yılların Türkiye'sinde hissetmeniz için değişik bir anı oluyor :) 

Eğer Mağusa'dan geri dönüşünüzü geç saatlerde planlıyorsanız son otobüsün saatini mutlaka sorun. Çünkü özellikle sezon harici aylarda çok erken saatlerde otobüsler bitebiliyor. Bu yüzden biletleri paylaşarak üzerindeki numaraları sizlere iletmeyi faydalı buluyorum.



Gazimağusa turistik bir şehir. Bu yüzden buraya yaz aylarında gelirseniz daha hareketli bir şehir bulabilirsiniz. Şehrin tamamını gezmek için 4-5 saat çok yeterli bir süre. Kış aylarında bu süreyi 2-3 saate bile indirebilirsiniz. Çünkü etrafta insan bulma ihtimaliniz bile çok düşük olabilir.

Kara Kapısı - Akkule (Ravelin)


Gazimağusa gezimize şehrin ana giriş kapısı olarak kabul edilen kara kapısından başlıyoruz. Bu kapı aynı zamanda şehrin 12 giriş kapısından biridir.

Eskiden burada o filmlerde gördüğümüz inip kalkan tahta köprülerden bulunuyormuş. Fakat sonradan direk kapıya geçiş yapılan bir taş köprü ile bağlanmış. Bu köprü 1544 yılında Venedikliler tarafından inşa edilmiş.

Othello Kalesi ve Mağusa Şehir Surları


Şehrin tamamını çevreleyen Mağusa Şehir Surları içerisinde ufak bir turistik çarşı bulunuyor. Burada turistik hediyelik eşya, restoran ve cafeler bulabilirsiniz. Othello Kalesi ise surların içerisinde bulunan iç kaledir. 

1300'lü yıllarda Lüzinyan Dönemi'ne şahitlik eden bu kale Venedikliler'in hakimiyetine geçtikten sonra duvarlar kalınlaştırılmış ve kalenin köşelerine yuvarlak burçlar eklenerek günümüzün görüntüsüne ulaşmış.  

St.Francis Manastırı ve Kilisesi (St.Peter  -  St. Paul)


Çarşıya doğru yürümeye devam ettiğinizde karşınıza görkemli bir yapı çıkacak. Burası St.Francis Manastırı. Burası 1226 yılında Kıbrıs'a gelen Francis mezhebinin Gazimağusa'daki en önemli manastır ve kiliselerinden biriymiş. Francis mezhebi, MS 1400 lü yıllarda adanın neredeyse tamamına yayılmış ve en büyük mezheplerin arasına girerek günümüze kadar ulaşmış.

Lala Mustafa Paşa Camii (St.Nicholas Katedrali)


Gazimağusa'nın her yerinden görülebilen en görkemli yapı olma özelliğine sahip olan St.Nicholas Katedrali 1298 yılında Lüzinyan döneminde yapılmış. Akdeniz bölgesinde bulunan en görkemli yapılardan biri olarak tarihte ün yapmış. Kıbrıs'ın fethi sonrasında Osmanlı hakimiyetine geçince 1571 yılında camiye çevrilmiş ve Lala Mustafa Paşa Camii adı verilmiş.

Venedik Kraliyet Sarayı


Lala Mustafa Paşa Camii'nin 100 metre ilerisinde Venedik Kraliyet Sarayı'nın kalıntılarını ve duvarlarını görebilirsiniz. Saray avlusu içerisinde kalan bazı yapılar günümüzde hala ayakta kalabilmiş. Özellikle bu bölüm fotoğraf çekmeyi seven kişilerin favori noktalarından.

Namık Kemal Zindanı

Venedik Sarayı'nın avlusunda aynı zamanda Namık Kemal'in 38 ay hapsedildiği zindan bulunuyor. Namık Kemal "Vatan Yahut Siliste" adlı oyunun sahnelenmesi sonucunda 1873 yılında buraya sürgüne gönderilmiş ve 38 ay bu zindanda kalmıştır.


Avlunun bulunduğu zemin kattaki zindanın demir bir kapısı ve parmaklıklı ufak bir penceresi vardır. İçeride ise o dönemde yatak olarak kullanılan tahta halen aynı yerde duruyor.


Zindanın üst kısmındaki bölüm Namık Kemal Müzesi haline getirilmiştir. Buraya taş merdivenler ile çıkılabiliyor. Müzede Namık Kemal'e ait belgeler sergileniyor.

Namık Kemal Meydanı olarak bilinen bölgeden sahile doğru yürüdüğümüzde şehrin deniz surlarına ulaşıyoruz. Burada Deniz Kapısı denilen şehrin liman kapısı bulunuyor. Kapının hemen altında ise ünlü Venedik Aslanı'nın bir heykeli sergileniyor.


Venedik'in sembolü olarak bilinen bu aslanın bir özelliği de halkın dertlerini dinlemesi imiş. Adada yaşayan Venedik halkı buraya gelerek sorunlarını aslanın kulağına anlatarak çözüm aradığı söyleniyor.

Aslanın yüz ifadesi sürekli dert dinleyen bir aslana göre gayet mutlu görünüyor :)

Deniz Kapısı

Burası Mağusa'nın Akdeniz'e açılan noktası Deniz Kapısı.. Günümüzde Mağusa Limanı olarak biliniyor.


Mağusa Limanı tarihten günümüze kadar adanın ticaret limanı olarak büyük önem taşıyor. Aynı zamanda burada geçen hüzünlü bir hikayenin ardından yazılan bir şarkı ile bilinir Mağusa Limanı...

Magusa limanı, limandır liman, amman amman

Beni öldürdende yoktur din iman...
Uyan Alim uyan, uyanmaz oldun

Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun...



İskeleden çıktım yan basa basa, amman amman

Magusaya vardım, kan kusa kusa...

Uyan Alim uyan, uyanmaz oldun

Yedi bıçar yarasına dayanmaz oldun.
Bu hüzünlü şarkıyı bize ilk olarak büyük üstat Selma Bağcan sevdirmişti. Muhteşem yorumuyla da gönüllerimizi fethetmişti...

Mağusa Limanı'ndan sonra gezimizin son noktasına doğru sahilden ilerlemeye devam ediyoruz. Burası Kıbrıs'ın ve Gazimağusa şehrinin en ilginç bölgesi, Kapalı maraş...

Kapalı Maraş

Kapalı maraş adada beni en çok heyecanlandıran bölgeydi. Gitmeden burası hakkında detaylı araştırmalar yapıp buranın nasıl bu duruma geldiğiyle ilgili fikir sahibi oldum. Kapalı maraş sınırlarına geldiğimde ise heyecanım daha da arttı...


Dünyanın en ünlü plajlarından birine sahip, dünyanın en lüks ve büyük otellerinin yan yana dizildiği bir şehir düşünün.. Bir dönem dünyanın en ünlü insanlarının tatil yapmak için burayı tercih ettiğini...


Sonra ise 1974 yılında yapılan harekat sonrasında bu canlı yaşantıyı burada bırakıp giden insanlar.. yapa yalnız kalmış hayalet bir şehir..


1970'li yılların başlarında Akdeniz Bölgesi'nin en gözle tatil noktalarından biri olan Maraş, Avrupa'nın milyoner iş adamlarına, Sophia Loren, Elizabeth Tylor, Marlyn Monroe gibi dünyaca ünlü isimlere ev sahipliği yaparken bir anda karanlığa bürünüp "Hayalet Şehir" olmaya terk edilmiş.

Zamanında Marş'ta bulunan, İngiliz Kraliyet ailesinin yaptığı söylenen Golden Sands Hotel rivayete göre dünyanın ilk 7 yıldızlı oteliymiş.

13 Ağustos 1974 yılında yapılan İkinci Barış Harekatı ile bölge Türklerin eline geçmiş fakat harekat sonrasında Maraş'ın Birleşmiş Milletler tarafından denetlenen "Yeşil Hat" içerisinde bulunması olayları karıştırmıştır. Yapılan karşılıklı anlaşmalar sonrasında bölge yerleşim ve iskana kapatılması kararı verilmiştir.

6,5 Km uzunluğunda plajıyla ünlü Maraş, Kıbrıs adasının otel ve yatak kapasitesinin yarısından fazlasını elinde bulunduruyordu. Şehirde çok canlı olan turizm faaliyetlerinin yanı sıra 300 civarı ticari iş yeri, 99 eğlence merkezi, 25 müze, 24 sinema ve tiyatro, 21 banka ve 2 spor tesisi bulunuyordu...

46 yıldır Kapalı olan şehir yıllar boyunca yağmalanmış ve şehirdeki binalar çok uzun süre kullanılmadığı için çürüyerek harabe haline dönüşmüş.

***

Kapalı maraş, en ihtişamlı günlerinden sonra yaşadığı talihsiz hikayesiyle dünyada tek bir şehirdir. Günümüzde hala bir soru işareti olarak kalan bölgede bakalım gelecekte ne gibi gelişmelere sahne olacak..? Türkler ve rumların siyasi savaşı arasında çürüyen Maraş'ın bu hikayesi gerçekten de heyecan verici.

Maraş'ın sınırlarına kadar gelip bu şehri çok yakından görmek bile burada yaşanan bu ilginç olayları hissettiriyor insana.


Bir gün açılması ve bu şehrin eski günlere dönebilmesi dileğiyle...
Maraş'tan sevgilerle...

Caner ÇELİK

Diğer Kıbrıs Gezi Yazılarım
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım.

Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz sosyal medya hesaplarımdan paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.

Bu yazıda  Gazimağusa Gezilecek Yerler, Gazimağusa Görülecek Yerler, Gazimağusa Gezi Rehberi, Gazimağusa Şehir ehberi, Gazimağusa Rehberi, Gazimağusa Gezisi, Gazimağusa Gezi Notları, Gazimağusa Hakkında Bilgiler, Gazimağusa Tarihi Yerler, Gazimağusa'da Ulaşım, Gazimağusa Gece Hayatı, Kapalımaraş Gezi, Kapalı Maraş bilinmeyenler, Kapalı Maraş neden kapatıldı konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir.

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

0 Yorum:

Yorum Gönder

En Çok Okunanlar