Doğa Yürüyüşleri ve Kamplar

Doğa ile başbaşa maceralar...

Şehir ve Kültür Gezileri

Şehirlerin tarihi ve kültürel dokusunda gezinmeceler...

Aktivite Gezileri

Eğlenceli ve adrenalinli aktiviteler...

Tarihi Geziler

Tarih kokan bölgelerde ve mekanlarda keşifler...

Sosyal Aktiviteler ve Etkinlikler

Turnuvalar, Spor etkinlikleri, fuarlar, seminerler ve buluşmalar...

Turizm & Seyahat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Turizm & Seyahat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ege'nin Bir Sahil Kasabasına Yerleşme Hayali


Yoğun ve stresli bir iş hayatı, trafik, pahalılık, kalabalık... Hepimiz sıkıldık değil mi şu büyük şehirlerden? Her gün evden işe, işten eve saatler süren yolculuklar, sıkışan trafik, boğucu toplu taşıma araçları, hava kirliliği, yüksek yüksek binaların arasına sıkışıp kalmalar... Bıktınız artık değil mi?

Belki de artık tası tarağı toplayıp Ege'ye yerleşme zamanınız gelmiştir!

Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Bireysel Seyahat mi? Turla Seyahat mi?


İnsanların bir seyahate çıkmadan önce kendi kendilerine sordukları ilk sorulardan biridir bu. Hatta bir turizmci olarak bana da en çok yöneltilen soruların arasında; Bireysel Seyahat mi? Turla Seyahat mi?


Aslında bu sorunun cevabı öncelikle seyahate çıkacak kişi ya da kişilerin karakteriyle alakalı. Kişinin zevkleri, alışkanlıkları, yaşam tarzı, hobileri ve olmazsa olmazları bu konuda belirleyici özellikte. Örneğin kişinin programlı bir insan olup olmaması ya da özgürlüğüne düşkün biri olması burada göz önünde bulundurulabilecek etkenler arasında.

Kişisel özelliklerinizin yanı sıra seyahate kiminle çıkacağınız da çok önemli. Örneğin çocuklu bir aile olmanız ya da arkadaşlarınız ile bir seyahat planlıyor olmanız da bu konudaki düşüncelerinizi değiştirebilir.

Bir diğer önemli etken ise gideceğiniz yerin özellikleri. Bu özelliklere coğrafik, politik, kültürel gibi örnekler verebiliriz. Örneğin gidilecek bölgenin yeterince güvenli olmaması insanları bireysel seyahat yapmaktan çok turla seyahat etmeye sevk edebilir, gibi...

Biz bütün bunları bir yana bırakıp olaya genel bir açıdan bakacak olursak Bireysel Seyahat mi? Turla Seyahat mi? sorusunun avantaj ve dezavantajlarını masaya yatıralım ve bazı örnekler verelim. Siz de bu maddeleri kendinize göre değerlendirin. Bu şekilde bu soruya en mantıklı şekilde yardımcı olmaya çalışalım.


* Turla seyahatte uyulacak program önceden bellidir ona uymak zorundasınızdır. Sizden istenilen belgeleri verir, ücretlerinizi ödersiniz gerisine karışmazsınız. Bireysel seyahatte ise siz ne zaman ne isterseniz onu yaparsınız. Fakat daha çok araştırma ve planlama yapmanız gerekecektir.

* Turla seyahatte turun sorumlusu bir rehber vardır. İyi bir rehberiniz olursa gezdiğiniz yerleri A'dan Z'ye öğrenip harika bir tur geçirirsiniz. Fakat kötü bir rehbere denk gelirseniz turunuz rezil olur. Bireysel seyahatte blog yazarları, kitaplar, yöre insanları ve sizin kişisel girişimleriniz sizin rehberinizdir. Bunları kullandığınızda o bölgeyi çok iyi şekilde tanıyabilirsiniz. 

* Yabancı diliniz yetersiz ise yurt dışı seyahatlerinde turla seyahat daha avantajlıdır. Bireysel seyahatinizde yabancı dil yetersizliği size sorunlar yaşatabilir. Fakat diğer yandan dilinizi geliştirmeniz için o yörede insanlarla iletişim kurmanızın size çok büyük faydası da olabilir. 

* Çocuklarıyla seyahat edenler, sağlığıyla ilgili problemleri olanlar ve güvenli bir seyahat arayışında olanlar turla seyahati tercih edebilirler. Maceracı, özgür, sabırsız ve çoğunluğa uymayı sevmeyen ruhlar için bireysel seyahat daha uygundur. Şunu da unutmamak gerekir; bilinmezlik ve anlık planlar her zaman risk içerir. 

* Turla seyahatte o bölgenin hep en meşhur yerlerine ziyaret edilip geçilir. Bireysel seyahatte ise yeni yerler keşfedip istediğin kadar zaman ayırma şansınız olabilir. İstediğiniz yerde istediğiniz kadar durup fotoğraf çekebilir, vakit geçirebilirsiniz. Turla gezerken grupla birlikte hareket etmek zorundasınızdır. 

* Turla seyahatte nerede kalınacağı, ne yeneceği, ne içileceği önceden bellidir. Lüks otellere gider, standart yemekler yersiniz. Bireysel seyahatte nerede kalacağınız, ne yiyeceğiniz, ne içeceğiniz konusunda özgürsünüzdür. Canınız o an ne istiyorsa onu yiyebilirsiniz.

Kısacası "ben uğraşmayayım paramı ve belgelerimi vereyim her şeyi planlasınlar, rehber bizi oradan oraya götürsün gezdiğimiz yerleri anlatsın hem böylesi daha güvenli olur" modunda bir insan iseniz turla seyahati tercih etmeniz sizin için daha uygun olacaktır.

Fakat "Ben şimdi öyle rehberin istediği saatte yatıp kalkamam, gruptaki insanların derdiyle tasasıyla kafamı dolduramam, kendi planımı yapar, istediğim gibi gezer, istediğimi yer içerim. Kendi başıma keşfeder, bu heyecanı kendim yaşarım, kimseye de ihtiyacım yok" modunda bir insan iseniz de bireysel seyahati tercih etmenizi öneririm.

Benim kendi fikrimi soracak olursanız; ben kesinlikle bireysellikten yanayım. 

Çünkü; Seyahat etmek özgürlüktür!

Caner ÇELİK
09.11.2016

Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım.

Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz sosyal medya hesaplarımdan paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.

Bu yazıda  Bireysel Seyahat mi? Turla seyahat mi?, Turla seyahatin faydaları, Bireysel seyahatin faydaları, Bireysel seyahat ve turla seyahat arasındaki farklar, Turlu tatil mi tursuz tatil mi, Tatile turla gitmenin avantajları konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir.

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Türklerin Tatil Alışverişi Alışkanlıkları


Yaz sezonu bitti.. Kazasız belasız bayramı da bitirdik.. Artık oturmuş hep birlikte kışın gelmesini bekliyoruz. Bu yaz kimimiz bol bol kızgın kumlardan serin sulara atladık, kimimiz diyar diyar turladık, kimimiz ise daha ayağımızı bile denize sokma fırsatı bile bulamadık. 

Tatil kavramı çoğumuz için deniz-kum-güneş olsa da, aslında yaşadığımız yerden ayrılıp kısa süreli herhangi bir kaçamağı bile tatilden sayabiliriz. Çoğumuzun öyle ya da böyle tatil yapabildiğini düşünürsek, şimdi akıllarımızda tatil anılarımızın yanı sıra tatilden dönerken aldığımız şeyler kaldı sadece... Hani şu kimi zaman kendimizi ödüllendirmek için aldığımız, kimi zaman da "aa bak geçen yaz bunu şuradan almıştım" diye eşimize dostumuza gösterdiğimiz ya da göstereceğimiz şeyler...

İşte bende bir turizmci olarak düşündüm taşındım ki; "Acaba bizim şu Türk milletinin tatilde ne gibi bir alışveriş alışkanlığı var?" diye sordum kendime.

Hemen konuyu masaya yatıralım...

1.Hediyelik Eşyalar

Kuşkusuz ki tatilde en çok para harcadığımız şeylerin başında hediyelik eşyalar geliyor. Hani şu buzdolabı magnetlerinden tutun da, üzerinde gittiğimiz yerlerin isimleri yazan ufak biblolardan veya gittiğimiz yörenin en meşhur objelerinden bahsediyoruz. Tabiki dönerken hem kendimize hem arkadaşlarımıza ufak armağanlar almak şart. 


Hatta gitmeden size sipariş edenler bile vardır (Benim gibi). Gittiğim her yerden kendime ve arkadaşlarıma ufak objeler aldığım gibi, farklı yerlere giden arkadaşlarıma da sipariş vererek biblo koleksiyonuma katkıda bulunmalarını rica ediyorum.. 

* Rica : Paris'e giden değerli arkadaşlarım artık bana lütfen "Eiffel Kulesi Anahtarlığı" getirmeyin! :)


2.Giysi ve Ayakkabı

Tatillerimiz sırasında alışveriş alışkanlıklarımızın diğer bir büyük kısmı ise Giysi ve Ayakkabı alışverişi. Özellikle modayı yakından takip edenler, ilginç tarzlardan hoşlananlar ya da gittiği yörenin tarz ve yöresel kıyafet alışkanlıklarından faydalanmak isteyenler giysi ve ayakkabıya da hatrı sayılır harcamalar yapıyorlar. 


Kadınların tatilde erkeklere nazaran giysi ve ayakkabıya daha çok para harcaması ise hiçbirimiz için şaşırtıcı bir bilgi olmayacağını düşünüyorum.

3.Takı ve Mücevher

Tatillerde bir diğer önemli harcama ise takı ve mücevher. Tabiki kişinin bütçesine göre takının şekli ve şemali değişiyor. Gittiği yerden milyarlık mücevherler alanlar da var, sırf hatıra olsun diye sembolik bir bileklik alanlar da.. Ama alınıyor mu, alınıyor.. Hem de kim tarafından? Yine büyük çoğunluğu kadınlar tarafından :)


4.Yiyecek & İçecek

Tatilde bir diğer alışveriş kalemi ise yiyecek & içecek... Özellikle gidilen yerlere özgü yöresel lezzetler, baharatlar, içkiler bu gurupta sayılabilir. Bu durumda daha çok orta yaş ve orta yaş üstü kişilerin bu eğilime girdiği ve gençlerin daha çok bunları eve getirmek yerine gittikleri yerde tüketme alışkanlığı da benim kendi fikrimdir. Ama tabiki yurt dışından ucuz içki getirmek ya da getirtmek için fırsat kollayanları ayrı kefeye koyuyorum :)


5.Elektronik Eşya & Oyuncak

Tatillerinde alışverişlerini elektronik eşya ve oyuncaktan yana kullananlar da çoğunlukta. Bunlara örnek olarak telefon, bilgisayar, kamera, fotoğraf makinesi vs. olarak sayabiliriz. Tatil dönüşü özellikle minikleri sevindirmek için oyuncak alanların sayısı da bi hayli fazla. Hatta tatilde oyuncak alma konusunda Türkler olarak tüm dünyada en üst sıralarda olabiliriz. 

Bu durumda tatilde kadınların daha çok takı, mücevher, giysi, ayakkabıya ve erkeklerin ise daha çok elektronik eşya ve oyuncağa para harcadıklarını söyleyebiliriz. 

***

Peki tatilden eli boş dönenlere ne demeli? Bu oran Türklerde yok denecek kadar düşük. 

Açıkçası biz Türkler bu konuda çok cömert insanlarız. Gittiğimiz yerlerden kendimize, ailemize, meslektaşlarımıza, komşularımıza ufak da olsa çeşitli armağanlar alıp sevindirmeyi çok seven bir milletiz. Tercihler yaşa, cinsiyete, gittiğimiz bölgeye göre değişse de tatilde alışverişe duyduğumuz tutku milletsel bir özelliğimiz olarak ortaya çıkıyor. 

Ne güzel bir milletiz biz ya...

Son olarak konuyu bitirirken kendimin ve arkadaşlarımın katkılarıyla oluşturduğum biblo koleksiyonumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Yıllardan beri gittiğim yerlerden aldığım ve değerli arkadaşlarımın bana hediye olarak getirdikleri 200'den fazla parçadan oluşan bu koleksiyon benim en değerli hazinem gibi sakladığım objelerdir. 


Sevgiyle kalın.. Kendinizi tatil ile ödüllendirmeyi ihmal etmeyin.. Gitmişken de eliniz boş dönmeyin.. :)

Caner ÇELİK
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım.

Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz sosyal medya hesaplarımdan paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.

Bu yazıda  Türklerin tatil alışverişi alışkanlıkları, Tatilde ne hediye alınır? Tatilde hediye almak, Tatilden götürülecek hediyeler, En güzel tatil hediyesi, tatil alışverişi, tatil dönüşü alışverişi,   konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir. 
Lütfen yazıya yorum yapınız ve eğer beğendiyseniz paylaşınız. Teşekkürler :) 

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Ekonomik Uçak Bileti Bulmanın Püf Noktaları


Şüphesiz ki günümüzde uçakla seyahat etmek en hızlı, konforlu ve güvenli seçenek. Buna kimsenin itirazı yoktur sanırım.. Üstelik artık birçok şehirde havalimanı bulunduğunu da düşünürsek daha bir mantıklı gelmeye başlıyor. 

Uçak biletlerinin pahalı olduğunu düşünüp maddi korku yaşayanlara da ekonomik uçak ulaşımları için birkaç püf noktası verelim dedik. 

"Nasıl ucuz ve ekonomik uçak bileti bulabilirim?" diye soranlara işte püf noktalarımız:


1. Biletinizi Erken Alın

Uçak bileti alırken en çok dikkat etmeniz gereken şey kuşkusuz biletinizi mümkün olduğu kadar erken alabilmektir. Çünkü Uçak biletleri Tren ve Otobüs biletleri gibi sabit değildir. Uçuş tarihi ve hatta saati yaklaştıkça fiyat da yükselir. Uçuş tarihinden ne kadar önce biletinizi satın alırsanız biletinizi o kadar ucuza denk getirebilesiniz. 

Eğer seyahat edeceğiniz tarih az çok belliyse biletinizi önceden almak size ciddi bir ekonomik kazanç sağlayacaktır. Uçak biletleri, uçuş tarihinden aylar öncesine kadar satışa sunulur ve belirli sayıda kontejyan verilen ekonomik biletler çok kısa sürede tükenebilir. 


2. Charter Uçuşlardan Yararlanın

"Charte Uçuş" bir seyahat acentasının bir uçağı kiralayarak özel uçuş programı uygulamasıdır. Özellikle yılbaşı, bayram gibi özel dönemlerde sık rastlanan bir uçuş türüdür. Örneğin bu dönemlerde tek yön ulaşım yapan uçaklar dönüşte boş olur ve bu koltukların biletleri normalinden çok daha uygun fiyata satılır. Seyahatlerinizi bu charter uçakların olduğu tarih ve güzergahlara denk getirirseniz büyük fiyat avantajlarından faydalanabilirsiniz. 

3. Yakın Havalimanlarını da Aratın

Bir yere uçuş planı yapmadan önce genellikle sadece gideceğimiz şehrin havalimanına uçuş araması yaparız. Ancak çoğu kez oraya yakın farklı havalimanlarını da değerlendirmek her zaman aklımıza gelmez. Oysa ki yakınlardaki şehirlere ya da diğer havalimanlarına çok daha uygun fiyatlarda uçak bileti bulmak mümkün olabilir. 

Örneğin İstanbul Atatürk Havalimanı yerine İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'na, Antalya Havalimanı'na alternatif olarak ise Alanya Gazipaşa Havalimanı'nı değerlendirmek mümkün olabilir. Bu şekilde uçak biletlerinizi ciddi bir fiyat avantajı ile satın alabilirsiniz.

4. Kampanyalara Katılın ve Promosyonları Takip Edin

Havayolları yıl içerisinde farklı şekillerde birçok kampanya ve promosyon düzenler. Bunları takip ederek bültenlere katılabilir, kampanya ve promosyonları bu şekilde takip ederek ekonomik uçak biletleri satın alabilirsiniz.

5. Alternatif Tarihlere Bakın

Eğer bayram, fuar, maç düğün gibi belirli bir tarihte gerçekleşecek belirli bir organizasyon için seyahat etmiyorsanız, seyahat tarihinizi esnek tutarak bilet fiyatlarında ciddi bir kazanç sağlayabilirsiniz. Örneğin belirlediğiniz tarihten bir gün önce ya da birgün sonra seyahat etmek size çok daha ucuz fiyatlarda bilet bulma şansı tanıyabilir. Bunu seyahat edeceğiniz gün içerisinde de uygulayabilirsiniz. Gün içerisindeki farklı saatlerde farklı fiyatlara bilet bulmanız mümkün. Örneğin gece ya da sabahın çok erken saatlerindeki uçuşlara bilet alarak çok daha uygun fiyata seyahat etmeniz mümkündür. 


6. Mil Programlarına Katılın

Günümüzde hemen her havayolu şirketnin paun veya mil programı mevcut. Bunlara üye olarak her uçuşunuzda puan veya mil biriktirerek sonraki uçuşlarınızda kazandığınız puanları kullanarak ciddi bir kazanç sağlayabilirsiniz. 

Bunlardan faydalanmanın bir diğer yolu da mil biriktiren kredi kartı kullanmak. Günümüzde hemen her bankanın mil biriktiren kredi kartı mevcut. Bunları araştırarak kendinize en uygun olanı bulup kullanabilirsiniz. Bu konuda seçim yaparken en çok kullandığınız banka ve en çok tercih ettiğiniz havayolu şirketini de göz önünde bulundurmanız gerekir. Böylece yaptığınız tüm harcamalarda mil biriktirebilir ve uçak biletlerinizi bedavaya getirebilirsiniz.

7. Mutlaka Uçak Bileti Karşılaştırması Yapın

Gideceğiniz tarih, şehir ve saatlere göre değişik havayollarına bakarak fiyat karşılaştırması yaparsanız daha uygun fiyatlı biletler bulma şansınızı yükseltebilirsiniz. Tüm havayolu sayfalarını tek tek gezmek yerine tüm uçuşları bünyesinde toplayan siteleri tercih ederseniz işiniz birhayli kolaylaşacaktır. Buralarda en uygun uçak biletini kolayca satın alabilir ve indirimli fiyatlardan kazanç sağlayabilirsiniz. 

8. Gidiş-Dönüş Alın

Eğer dönüş tarihiniz belli ise biletinizi Gidiş-Dönüş almak size indirimli fiyat avantajı sağlayacaktır. Çünkü hizmet bedeli gibi giderleri tek seferde ödeyerek farklı uçuşlar için fazladan ödeme yapmanıza gerek kalmayacaktır. 

9. Son Koltukları Kaçırmayın

Uçak bileti almadan önce seferleri karşılaştırırken bazı seferlerin yanında kalan koltuk sayısı ibaresini görürsünüz. Bunlar o fiyat kategorisindeki kalan son koltuklardır. Bu durumda acele etmenizde fayda var çünkü dakikalar içerisinde bile uygun fiyat kategorilerindeki biletlerin bitmesi durumunda size bir üst kategori ve fiyatta bilet ücreti karşınıza çıkacaktır. Yani uçuş sırasında yanınızda oturan kişi biletini sırf sizden 1 dakika önce aldı diye sizden 20 TL daha ucuza seyahat ediyor olabilir.. Ne acı değil mi? :)

***

Evet bugün uygun uçak bileti almanın püf noktalarını sizlerle paylaştım. Bu yolları izleyerek daha ekonomik, rahat ve konforlu seyahat edebilirsiniz. Şahsen ben karayolu ile 6 saatten fazla süren güzergahlarda kesinlikle uçak ulaşımını tercih ediyorum. Böylelikle hem zamandan tasarruf ediyorum hem de enerjimden. Üstteki püf noktalarını uygulayarak da kişisel ekonomimi sarsmamış oluyorum.

Umarım yararlı olmuştur. Sevgiyle kalın..

Caner ÇELİK

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım.

Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz sosyal medya hesaplarımdan paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Emitt Turizm Fuarı 2016

 

Turizm sektörünün duayenlerini buluşturan Emitt Turizm fuarında bu yıl 20.yıl şöleni vardı. 28-31 Ocak tarihleri arasında sürüp 4 gün boyunca devam eden fuarda Acentalar, Şehirler ve Ülke stantları fuarın büyük kısmını oluşturdu. İlk 2 gün turizm profesyonellerini bir araya getiren fuar, son 2 gününde ise sivil ziyaretçilere açıldı. Her yıl olduğu gibi renkli görüntülere sahne olan fuara ilgi büyüktü. 

17 yıldır turizm sektörü içerisinde olan biri olarak bu fuar bizlere yararlı olduğu kadar yıllardır görüşmediğimiz birlikte çalıştığımız birçok dostumuz ve okul arkadaşlarımız ile bir araya gelmemizi sağladı. Dostlarımız arasında artık "Emitt'ten Emitt'e buluşmak" diye bir kavram oluştu :) ve bir Emitt daha geçti, turizm sektörünün 2016 bayramı bu yıl da sona erdi.. 

İyiki varsın Emit :)

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Dünyanın En Ünlü 10 Şehir Simgesi



Dünyada birçok şehrin kendisiyle özdeşleşmiş simgeleri vardır. O şehre gittiğinizde görmeden, önünde fotoğraf çektirmeden dönmemeniz gereken objelerdir bunlar. Hepsi kendine göre ünlü, hepsinin de farklı bir hikayesi vardır bu simgelerin. O şehri andığınızda gözünüzün önüne gelen ilk fotoğraflardır bunlar. Hatta şehirlerin logoları, şehirlerde yapılan etkinlikler, tanıtımlar bu simgeler ile hazırlanır.

Ünlü olduklarını biliyoruz, peki bunların hikayelerini biliyor muydunuz?

Hadi buyrun hem o ünlü simgeleri hatırlayalım, hemde onların hikayelerinden biraz sizlere bahsedelim..

1.Paris - Eiffel Kulesi (Fransa)


             
Paris şehrinin tartışılmaz en önemli simgesi Eiffel Kulesi. Önünde fotoğrafın olmadığı sürece kimseye Paris'e gittim diyemeyeceğiniz, romantik çiftlerin vazgeçilmez arka fonu. Aslında bu kadar da romantik bir hikayesi yok bu kulenin.

1887-1889 yılları arasında Paris Fuarının giriş kapısı olarak inşa edilen kule, ilk zamanlar mimarisi ile ilgili büyük tepki toplamıştır. Gustava Eiffel'in firması tarafından inşa edilen kule 324 metre uzunluğundadır. Kulenin yapılışı sırasında inşaat maliyeti tahmin edilenden 1 milyon frank daha fazla çıkınca büyük bir panik yaşanmıştır. Fakat ilk 6 ayda 2 milyona yakın kişi tarafından ziyaret edilince bu masrafın büyük kısmı karşılanmıştır.

Kulenin yapımında çelik yerine demir kullanılmıştır. Bu nedenle Parisliler tarafından "demir bayan" olarak adlandırılır. Kulenin en tepesine 1665 adet basamakla çıkılabiliyor. Ayrıca çıkmak isteyenler için iyi haber; asansör de mevcut..

2.New York City - Özgürlük Anıtı (Amerika)

Ozgurluk Aniti
              
Özgürlük Anıtı ya da orjinal adıyla Statue of Liberty, New York'a giden turistlerin ilk adresidir. Bu heykel 1886 yılından beri New York City şehrinin Özgürlük Adası üzerinde bulunur ve ülkenin en önemli simgesidir. Dünyanın en bilinen heykellerinden biri olan bu heykelin tamamı bakırdan yapılmış. 

Daha önce birçok filmde yıkıldığını, yandığını, devrildiğini ve birçok saldırıya uğradığını gördüğümüz Amerikan filmlerinden yakınen tanıdığımız bu heykel bugün 100 yılı aşkın süredir dimdik ayaktadır. O filmler hep aldatmaca bilgisayarla yapıyorlar onları.. :)

Sağ elinde bir meşale, sol elinde ise Bağımsızlık Bildirgesi ilanı olan 4 Temmuz 1776 tarihli bir hitabe tutan heykel, ayrıca dünyadaki 7 kıtayı ve 7 denizi simgeleyen bir taca sahip. Kaidesiyle birlikte toplam 98 metre yüksekliğe sahip anıt, meşaleye kadar 168 basamaklı merdivenle ziyaretçilerine muhteşem bir manzara sunuyor. 

Bu arada merak edenler için Lady Liberty'nin ayak numarası 859! :)

3.Roma - Kolezyum (İtalya)

           
Dünyanın en ünlü şehir simgelerinde sırada Roma'nın simgesi Kolezyum (Colosseum) var. Buranın tarihi pek bi eski, MS 80'lere kadar dayanıyor. Aslında birçoğumuzun filmlerden de izlediği gibi bu arena tarihte imparatorun halkın eğlenmesi için gladyatör dövüşleri ve vahşi hayvan dövüşleri, halka yönelik çeşitli gösterilerin yapılması için kullanılmıştır. Köleler ve mahkumlar tarafından yapılan bu yapı yaklaşık 50.000 kişiyi ağırlayabilecek büyüklükte.

Günümüzde depremlerden dolayı bir kısmı hasar gören bu ihtişamlı yapı, Roma'ya gelen turistlerin favori noktası ve Roma şehrinin en ünlü simgesi olarak değerini koruyor.

Bir bilgi : Eğer Kolezyum'un en ihtişamlı dönemlerinde bir gladyatör olarak yaşıyor olsaydınız, başınıza gelebilecek en kötü senaryo buranın batı kapısından çıkmanız olacaktı. Çünkü burası arenada hayatını kaybeden insanların ve hayvanların çıkarıldığı kapı olarak bilinir. 

4.Londra - Big Ben Saat Kulesi (İngiltere)

           
Geldik yine dünyanın en ünlü şehirlerinden biri olan Londra'nın ünlü simgesi Big Ben Saat Kulesi'ne.. Öncelikle yanlış bilinen bir bilgiyi düzelterek başlayalım. Çoğu kişi Big Ben'i saat kulesinin adı olarak bilse de aslında Big Ben kulenin büyük çanına verilen isimdir fakat zamanla halk arasında tüm kule için kullanılmaya başlanmıştır. Kulenin orjinal adı Elizabeth Tower. Zaten İngiltere'de her şeyin adına Elizabeth koymak bir gelenek haline gelmiş. 

Westminster Sarayı'nda 1830 yılında çıkan yangın sonucu sarayın tamamı zarar görmüş hatta neredeyse yerle bir olmuştur. Olay sonrasında yenilenecek binada yeni bir saat kulesinin olmasının daha ilgi çekici olacağı düşünülmüştür. Tabiki kimse birgün şehrin simgesi haline geleceğini ve hatta dünyanın en ünlü kulelerden biri olacağını düşünmemiştir muhtemelen.. 96 metre yüksekliğindeki bu ünlü kulenin çanı çaldığında 14 kilometre uzaklıktan duyulabiliyor.

Londra'nın en ünlü saati olmak kolay değil tabiki. Her yıl saatlerin ileri ve geri alındığı günlerde sarayın içerisinde bulunan tam 2000 adet saat bu saate göre ayarlanıyor.

Bu saat ile alakalı en ilginç bilgilerden biri de, kulenin dışından fotoğraf çekebiliyorsunuz fakat, ingiliz vatandaşı değilseniz saat kulesinin içini gezmeye izin yok.. Açıkçası biz de çok meraklıydık sizin saatinize.. :)

5.Sidney - Opera Binası (Avustralya)

           
Ünlü Opera Binası bugün Sydney'in ve hatta tüm Avustralya'nın simgesi olmuş durumda. Harika mimarisiyle aklınızı başından alan bu bina yılda yaklaşık 3000! etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Buranın çok tarihi ve çılgın bir hikayesi yok ama buranın mimarı Jorn Utzon, bu projenin mimarlık yarışmasında 3 jüri tarafından geri çevrilmesinin ardından 4.jüri tarafından kabul ediliyor ve diğer 232 yarışmacı arasından sıyrılarak seçiliyor. Ve bu muhteşem yapıyı sadece 5000 pound'a yapıyor. Sonradan pişman oldu mu acaba? :)

Normalde 4,1 milyon pound'a inşa edilmesi planlanırken, projenin yaklaşık 60 milyon pound'a bitmesi Jorn Utzon için sıkıntılı bir durum olsa da, yapının Unesco Dünya Mirasları listesine dahil olması ve yılda ortalama 2 milyon kişinin ziyaret etmesi ve etkinliklere katılması işleri biraz düzeltmiştir.

Nedenini hiç anlamadığım ve anlamaya da çok fazla uğraşmayacağım bir bilgi vereyim. Binada tam 1000 oda var ve yılda 15.000 adet ampul değiştiriliyormuş. Dünyadaki enerji kaynaklarını kimin tükettiğini de böylece bulmuş olduk :)

Opera binası 2679 koltuklu bir konser salonu, 1547 koltuklu bir opera salonu, 544 koltuklu drama tiyatro salonu, 398 koltuklu oyun salonu, 364 koltuklu stüdyo tiyatro salonu olmak üzere 5 büyük salona sahip. Ayrıca birçok soyunma odası, prova stüdyoları, restaruant ve cafe & bar mevcut.

6.Pisa - Pisa Kulesi (İtalya)

            
Pisa şehrinin ve hatta İtalya'nın en önemli sembolü haline gelen eğik olmasıyla ünlü olan Pisa Kulesi, her yıl milyonlarca turistin parmak koymalı, kaldırmalı, sırtlamalı ve hatta tepesinden ısırmalı birçok fotoğraf çekimlerine şahit oluyor. Buradaki pozlar genelde çok klasik olsa da çok yaratıcı fotoğraflar da çıkmıyor değil..

Pisa kulesi neden eğik? diye sorarsanız, bunun da tahmin edeceğiniz gibi gülünç bir hikayesi var..

Normalinde tabiki dik durması hedeflenen kulenin inşaatına 1173 yılında başlanmış ve  3.katı inşa edilirken kule esrarengiz bir şekilde eğilmeye başlamış. Çünkü kulenin üzerinde bulunduğu toprağın bu yapının inşa edilmesine uygun olmadığı anlaşılmış. Fakat bu onları durdurmak için geçerli bir sebep olmamış. Savaş nedeniyle yaklaşık olarak 100 yıl ara verildikten sonra kulenin yapımına devam edilmiş. Ancak toparlamaya başladıkça işler iyice saçma bir hal almış ve kule bugünkü 'yamuk' halini almıştır. 

Normalde hiç ilgi çekmeyecek bir şehrin bu kule sayesinde böyle bir üne kavuşması ve her yıl milyonlarca turist çekiyor olması biraz tesadüfen olsa da İtalyanlar bu işten hiç şikayetçi olmadıklarına eminim.. 

Piazza dei Miracoli'de (Mucizeler Meydanı) bulunan Pisa Kulesi 100 yılda 0,7 cm eğilmeye devam ediyor.

Pisa Kulesi üst üste bindirilmiş 6 sütun dizisiyle, 56 metre yüksekliğe sahip. 294 basamak ile çıkılabilen çanların bulunduğu 8.kat silindir yapısıyla ilgi çekiyor. Bir dönem yıkılmanın eşiğine gelen yapının büyük bir proje sonrasında 45 cm'lik bir düzeltmeyle ile ayakta kalması sağlanmıştır. 

Hepinizin merak ettiği de belki "bu kuleye çıkmak güvenli midir acaba?" sorusu olabilir. Kulenin yapılan güçlendirme sonucu güvenli olduğu yetkililer tarafından açıklanmıştır. Fakat yarın birgün kule devrilir filan biz bu olayda bir sorumluluk kabul etmeyiz. "Gezenti Caner girin dedi girdik" filan gibi bizim başımızı belaya sokmayın.. :)

Hatta zemin sebebiyle eğilen bu kulenin yanındaki Katedral ve Vaftizhane ise toprağın içine doğru batmaya başlamış durumda. Yani bu İtalyan mimarlar battıkça batıyorlar.. :)

7.Agra - Tac Mahal (Hindistan)

             
Hindistan'ın Agra şehrindeki meşhur Mac Mahal'in hüzünlü bir aşk hikayesi var. Babür İmparatorluğu'nun 6. hükümdarı olan Şah Cihan, üçüncü ama en sevdiği eşi Mümtaz Mahal'ı 14.çocuklarını doğurduktan sonra (maşallah) kaybeder.. 

Karısını kaybedince uzun süre yas tutan Şah Cihan, onun adına heybetli bir yapı yaptırmaya ve anısını sonsuza dek yaşatmaya karar verir. İnşaatına 1632 yılında başlanan Tac Mahal'in yapımı yaklaşık 20 yıl sürer. Yapımında yaklaşık 20.000 işçi çalışan tac Mahal'i oluşturan taşların taşınması filler ile yapılmıştır. 

İşin kötüsü bu hikaye böyle devam etmiyor.. Bir süre sonra hastalanan Şah Cihan, onun yerine geçmek isteyen ve bu durumdan faydalanmak isteyen oğlu tarafından hapse attırılıyor. Üstelik ölene kadar hapiste kalan Şah Cihan'ın kaldığı yerden Tac Mahal görünüyor..

Bu hikayeden çıkarılacak sonuçlar; 
* Üç kadınla evlenmeyin, 
* Bu dünya kimseye kalmadı kalmaz, 
* 14 çocuk ne yaptın sen usta ya? :)

Tac Mahal, dünyada aşk için yapılmış en büyük yapı olma özelliğini de taşımaktadır. Bakın görün aşk insana neler yaptırıyor...

8. Moskova - Aziz Vasil Katedrali (Rusya)

           
Değişik yapılı kubbeleriyle ünlü Aziz Vasil Katedrali, Moskova'nın ve hatta Rusya'nın en önemli simgesi olarak bilinir. Güzelliği ve renkli yapısıyla Kızıl Meydan'ın tam ortasında bulunan bu ihtişamlı yapısıyla bu kadar ünlü olması kimseyi şaşırtmamalı..

Daha uluslararası adıyla Saint Basil's Cathedral, dengesiz kşiliği ile nam salmış "Korkunç İvan" tarafından Rusya'nın kazandığı zaferleri kutlama amacıyla yaptırılmış. Katedralin 8 ayrı kubbesi de kazanılmış 8 savaşı temsil ediyor. İlk yapıldığı sırada som altından olan kubbeler yıllar geçtikçe çeşitli renklere boyanıyor. 1860 yılında bu renkler daha da karmaşık hale getiriliyor ve günümüzdeki halini alıyor.

Burası şu an bir müze olarak hizmet veriyor ve Kremlin Sarayı'nın hemen yanında yer alıyor.

Ayrıca katedralin mimarı Barma'nın benzer bir yapıyı farklı bir yere daha yapmaması için Korkunç İvan tarafından gözlerinin oyulduğu gibi bir efsane var. Bu tarz hikayeler birçok yerde uydurulduğu için bana çok klişe geliyor onun için çok inanılası bulmadım..

9.Rio de Jenerio - Kurtarıcı İsa Heykeli (Brezilya)

           
Geldik benim favori şehrime.. Orjinal adıyla Crista Redentor, Rio'ya ayak basan her kişinin koşa koşa gittiği dünyanın en ünlü heykellerinden ve sembollerinden biri.. Şehrin üstünde yükselen bu ihtişamlı heykelin sanıldığı gibi dini bir hikayesinden daha çok sanatsal bir hikayesi var.

Corcovado Dağı üzerinde yükselen heykelin inşaasına 1912 yılında konu ile ilgili bir yarışmanın yapılması ile başlanmış. Yarışmayı kazanan Heitor da Silva Costa'nın önderliğinde yaklaşık 10 yılda tamamlanan ve kaidesiyle birlikte 38 metre uzunluğunda olan heykelin, kollarını açmış bir şekilde tasvir edilmesi barışı ve İsa'nın herkesi kucakladığını temsil etmektedir.

Dağın en yüksek kısmında Rio şehrine tepeden bakan İsa Heykeli'ne daha önce birkaç kez yıldırım düşmüş. Bunlardan en yakın zamanda gerçekleşeninde ise heykelin 2 parmağının kopmasına neden olmuş. Buradan kendisine geçmiş olsun dileklerinde bulunuyorum.. :)

10.Kahire - Giza Piramitleri (Mısır)

           
Öncelikle piramitlerin tarihini size burada uzun uzun anlatmak güzel olurdu ama onu başka bir yazıda paylaşırız sizlerle. Burada biraz özet geçelim.

Kahire'de bulunan Giza Piramitleri Mısır'ın sembolü haline gelmiş ve dünyanın en görkemli olduğu kadar en gizemli yapıları olarak da ün kazanmıştır. Keops, Kefren ve Mikerinos olarak bilinen 3 adet piramitin en büyüğü Keops'tur. Keops piramidi, dünyanın 7 harikası arasında bulunan yapılardan biridir.

Keops piramidi 152 metre boyundadır ve yapımında yaklaşık 3 milyon kireç taşı kullanılmıştır. M.Ö. 2540 yıllarında yapımına başlanan piramit yaklaşık 23 yılda tamamlanmıştır. Taşların nasıl taşındığı, bu piramitlerin nasıl yapıldığı ve piramitlerin insanları hayrete düşüren birçok özelliği hala gizemini koruyor.. O kadar insanın aklına ters yapılar ki piramitleri uzaylıların yaptığını düşünenler bile var..

Bu piramitlerin büyüklüğüne şöyle bir örnek verelim; Keops piramidinde kullanılan taşlar ile 30 adet Empire State binası inşa edilebiliyor. Hal böyle olunca "bu adamlar bunları o dönemde nasıl yapmış" sorusunu defalarca kendimize soruyoruz ve bu piramitlerin yapımında emeği geçen kimler ise önlerinde saygıyla eğiliyorum..

Ayrıca piramitlerin yanında bir de Sfenks heykeli bulunuyor. Bu da piramitlerin yanı sıra Mısır'ı gezen turistlerin favori noktalarından.

***

Paris'in Eiffel Kulesi, New York City'nin Özgürlük Anıtı, Roma'nın Kolezyum'u, Londra'nın Big Ben'i, Sidney'in Opera Binası, Pisa'nın Pisa Kulesi, Agra'nın Tac Mahal'i, Moskova'nın Aziz Vasil Katedrali, Rio'nun İsa Heykeli, Kahire'nin Piramitleri...

Öyle tahmin ediyorum ki yazının her kısmında acaba İstanbul ne zaman gelecek diye beklediniz ve Yazının sonuna geldiğinizde İstanbul neden yok niye bana kızmış bile olabilirsiniz.. :)

İki kıtaya yayılmış, şahane boğazı ile üzerinde onlarca medeniyetin izleri bulunan dünyanın en güzel şehri İstanbul'u bu şehirlerden farklı değerlendirmek istedim. Çünkü takdir edersiniz ki bu dünyaca meşhur olan 10 şehir simgesi standartlarında sadece İstanbul'dan 10 simge çok rahat çıkarabiliriz. 

Hatta yazıyı yazarken kendi kendime "İstanbul'un şehir simgesi nedir?" diye düşündüm ve bu konuda kafamda düşündüğüm alternatifler dahilinde yaptığım araştırmalarda birçok anketin bile yapıldığını gördüm. 

Hatta biz dahil tüm dünyada İstanbul şehrinin simgesiyle alakalı ne kadar büyük bir kafa karışıklığı olduğuna şahit oldum. 

Bu konuda kapsamlı anketi yapan Hürriyet Gazetesi bu olaya çok güzel bir çözüm getirmiş. Kendi alanlarında en saygın kişilerin yer aldığı 50 adet dev bir jüri ile çok kapsamlı bir anket yapmış. Ankette en çok oyun alan Ayasofya, şehrin simgesi olarak seçilmiş..

Sen ne güzel bir şehirsin İstanbul.. Seni anlatmaya, tarif etmeye simge seçemiyoruz. 

Peki sizce bu güzel şehrin en önemli simgesi hangisi?










Yazının sonuna İstanbul'un simgeleri ile ilgili yorum ve düşüncelerinizi merakla bekliyorum.

Caner ÇELİK

Bu Yazılar da İlginiziÇekebilir
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım.

Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz sosyal medya hesaplarımdan paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.

Bu yazıda  Dünyanın ünlü şehirler simgeleri, dünya şehirleri, en popüler şehir simgeleri, dünyanın en güzel şehirleri, dünyaca ünlü şehir simgeleri, şehir simgeleri, hangi şehir neyiyle ünlü, brezilya isa heykeli, rio isa heykeli, kurtarıcı isa heykeli, eiffel kulesi, eiffel kulesi hikayesi, eyfel kulesi, eyfel kulesi hakkında bilgi, en ünlü binalar, keops piramidi, mısır piramitleri, mısır piramitleri tarihi, mısır piramitleri yapılışı, londra big ben, londra saat kulesi, moskova aziz vasil katedrali, özgürlük anıtı, özgürlük anıtı hikayesi, özgürlük anıtı hakkında bilgi, özgürlük anıtı tarihi, pisa kulesi hikayesi, pisa kulesi tarihi, sidney opera binası, tac mahal, tag mahal nerede, tac mahal hakkında bilgi konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir.

Sosyal Medya Takip
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

En Çok Okunanlar