Doğa Yürüyüşleri ve Kamplar

Doğa ile başbaşa maceralar...

Şehir ve Kültür Gezileri

Şehirlerin tarihi ve kültürel dokusunda gezinmeceler...

Aktivite Gezileri

Eğlenceli ve adrenalinli aktiviteler...

Tarihi Geziler

Tarih kokan bölgelerde ve mekanlarda keşifler...

Sosyal Aktiviteler ve Etkinlikler

Turnuvalar, Spor etkinlikleri, fuarlar, seminerler ve buluşmalar...

Altın Renkli Kumu ile 'Sedir Adası - Cleopatra Plajı'

Sedir-Adasi-Gezenti-Caner-Cleopatra-Plaji 

Bugün Gökova Körfezi'nin parlayan güneşi Sedir Adası ve adanın içerisinde bulunan dünyaca ünlü altın renkli kumu ve turkuaz deniziyle Cleopatra Plajı'ndayız.. Marmaris, Akyaka, Gökova ve Bodrum bölgesinin en önemli turizm noktalarından biri olan Sedir Adası, bu bölgede görmeden dönmemeniz gereken yerlerin başında geliyor.

Sedir Adası

Sedir Adası günümüzde üzerinde yerleşim bulunmayan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ören yeri olarak belirlenmiş bir adadır. İçerisinde bulundurduğu Cleopatra Plajı ve adanın üst kısmındaki "Cedrai" antik kenti ile yaz sezonunda her gün binlerce turistin ilgi odağı olmaktadır. 

Sedir-Adasi-Fotoraf                               
Bildiğiniz gibi ülkemizde ören yerlerine giriş ücretleri bulunmaktadır. Sedir Adasına giriş de ücretlidir. Ada girişindeki gişeye 20 TL ödeyerek biletle giriş yapabilirsiniz. Bunun yanı sıra Müzekart sahibiyseniz adaya ücretsiz olarak giriş yapabilirsiniz.

Sedir-Adasi-Girisi                             
Ada girişindeki gişeyi geçip tahta parkur üzerinde yaklaşık 50 metre yürüdüğünüzde Sedir Adası'nın en önemli noktası olan Cleopatra Plajını görürsünüz.

Cleopatra Plajı

Cleopatra-Plaji                             
Sedir Adası'na ilk defa gelenler ilk olarak burada tanışırlar bu eşsiz kumsalla. Buradaki denizin turkuazlığını ve kumun altın rengini görünce kimse gizleyemez şaşkınlığını..

Ege denizi'nin bu güzel ve küçük kumsalı bir aşk hikayesine konu olmuştur tarihten;

Günlerden birgün Mısır Kraliçesi güzeller güzeli Cleopatra ile sevgilisi büyük kumandan Romalı Antoius'un yolları bu adaya düşmüş. Burada bol bol denize girip aşklarını tazelemişler. Fakat bu muhteşem adada tek şey eksikmiş; bir kumsal.. 

Bnun üzerine Cleopatra bu durumu sevgilisi Antonius'a anlatmış. Antonius ise Mısır'dan tam 60 gemiyle kum getirtip sevgilisinin  ayaklarına sermiş bu güzel kumsalı.. Böylece Bu güzel ada, güzel bir plaja sahip olmuş..

İnsanlara böyle turistik noktalarda bu tarz hikayeler anlatmak adettendir. Bu hikaye de Cleopatra Plajı ile birlikte yıllarca anılmaktadır. Bu hikaye aynı zamanda bu kumsala "Cleopatra Plajı" adının verilmesine sebep olmuştur. Hatta birçok yerde turistlere (özellikle ruslara) burası "Cleopatra Adası" olarak sunulmaktadır. 

Not 1: Ruslar "Cleopatra" ile anılan bir yer duyduklarında kendilerinden geçerler :) Bkz: Cleopatra Plajı, Cleopatra Hamamı, Cleopatra Çeşmesi, Cleopatra falanı, filanı...

Not 2: Bu hikayeyi buraya yıllarca getirdiğimiz Türk misafirlerine anlattığımızda birçok aile kavgasına sebep olduk. Antonius'un hikayedeki jestini ciddiye alan ablalarımız, teyzelerimiz, yengelerimiz eşlerine ortalama 30 dakika türen tripler attılar.. "Faruk bak duy duy elin oğlu Cleopatra'ya 60 gemiyle kum getirsin, sen bana bir çiçek dahi alma, Öküz!" gibi cümleleri çok defa duyduk :) Tabi biz bu hikayenin uydurma olduğunu anlatmaya çalıştıysak da hikaye kana karıştı bi defa kurtuluş yok.. :)

Evet dönelim tekrar Cleopatra plajına...

Cleopatra-Plaji-KumuBurası hikayesiyle ünlü olduğu kadar kumu ve kumunun kimyasal özelliği ile de çok ünlenen bir plaj. Kumu avucunuza aldığınızda birbirinin aynı boyutta ve yuvarlak renkte olduğunu görürsünüz. Ayrıca kumun kendi kendine üreme özelliğinin olması da şaşırtıcı bir özellik. Kumun en belirgin özelliklerinden biri de yanıcı özelliğe sahip olması. Çakmağı kuma çaktığınızda çıtır çıtır yandığını duyacaksınız. Karbonatlı çamurun bir çekirdek etrafında birikmesiyle oluşan bu kumların denize kattığı mükemmel renk görülmeğe değer.

Ve en önemlisi bu kumun Türkiye'de eşi benzeri nin olmayışı.. Dünyada ise sadece burası hariç tek yerde bulunuyor o da Mısır'ın İskenderiye şehrinde.. Tabi bu kadar önemli bir kum küçücük bir alanda büyük bir titizlikle korunuyor.

Hemde öyle bir korunuyor ki kumsalın olduğu asıl kısma girmeniz yasak.. Kumsal, önüne çekilmiş ipten bir şeritle denizden ayrılmış. Bu kısıma girdiğinizde kuma dokunabiliyorsunuz, elinize alabiliyorsunuz fakat ipi diğer kısmına geçip kumun üzerine yayılıp yatamıyorsunuz, kumun üzerinde yürüyemiyorsunuz. Hatta bu plaja ayakkabı, terlik, şezlong, havlu gibi şeyleri kesinlikle sokamıyorsunuz. Burada sadece plajın ön kısmında oturup denizde yüzebiliyorsunuz.

                                  
Buradan çıkarken de bazı kurallar var. Çıkarken kesinlikle bu kumu yanınızda götüremiyorsunuz. Ayrıca üzerinize yapışan kum taneleri bile düşünülmüş. Plajın iki tarafındaki duşlara girip üzerinizdeki kum tanelerini de döküp orada bırakmak zorundasınız. Peki bunların yaptırımını kim sağlıyor diyeceksiniz? Cleopatra Plajı'nın yanında güvenlik kulübesinde gün boyunca nöbet tutan güvenlikler sağlıyor. Ağzındaki düdük orada bütün gün duruyorlar. Siz biraz kuma doğru yaklaşın, hemen ofsayta düşmüş gibi hemen düdük sesi geliyor :)


Plajda şezlong, şemsiye yasak olduğundan, plajın arka kısmında bulunan taş setlerin arkasındaki alanda bulunan şezlonglarda ücretsiz olarak güneşlenebilmeniz mümkün. Ayrıca şemsiyeleri de ücretsiz olarak kullanabilirsiniz. 

Sedir Adasında plajın arkasında bulunan ufak bir büfeden burada olduğunuz süre boyunca bazı ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. Büfede tost, çay, meyve suyu, bisküvi, kraker gibi ürünleri bulmanız mümkün. Fakat sigara tiryakilerine buraya gelmeden yanlarında sigaralarını unutmamalarını tavsiye ediyoruz, çünkü büfede sigara satılmıyor..

Cleopatra-Plaji-Sezlonglar

Kedrai (Cedrai) Antik Kenti

Sedir Adasında yapabilecekleriniz sadece deniz, kum, güneş ile sınırlı değil. Eğer tarihten  ve antik kentlerden hoşlanıyorsanız ada üzerinde Cleopatra Plajından yaklaşık olarak 200 metre uzaklıkta bulunan Kedrai Antik kentini de gezebilirsiniz. Antik kentte Agora (şehir merkezi), antik tiyatro, nekropol (mezarlık), Apollon kutsal alanı, sur duvarları, su sarnıçları, büyük kilise ve küçük kilise kalıntıları günümüze ulaşmış olup bunları görmeniz ve fotoğraflamanız mümkündür. 

Cedrai, latince anlamı Sedir'dir. Adanın ismi de buradan gelmektedir. Fakat adada bir tane bile sedir ağacı bulunmamaktadır. Adanın tamamı zeytin ağaçları ile kaplıdır. 

Buraya ilk yerleşenler Dor'lardır. Daha sonra Grek, Pers, Helen, Roma ve Bizans çağlarında kesintisiz yerleşim görülmüştür. Kent, M.Ö. 400'lü yıllarda Karia birliğine katılmıştır. Antik çağda adanın kara ve deniz ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle Karia bölgesinin en  önemli şehirlerinden biri olmuştur. Atina-Sparta savaşında Atina birliği içerisinde bulunan şehir, savaşta Atinalıların yenilmesi üzerine Spartalı askerler tarafından yağmalanıp halkı esir pazarında satılmıştır. Bu tarihten sonra şehir tüm ticari işlevini kaybedip küçük bir yerleşim haline dönmüştür.

Yerleşimler adanın doğusundaki küçük ve yuvarlak tepe üzerinde olmuştur. Denize açılan batı tarafında hemen hiç yerleşim yoktur. Doğudaki yerleşim düzgün kesme taşlarla örülmüş ve çok sayıda kule ile destekli güçlü bir surla korunmaktadır. 

Adanın en çekici kısmı olan kuzey yamaçtaki tiyatro iyi korunmuş durumdadır. Ada yerleşimine oranla büyük sayılabilecek bu tiyatroda çeşitli toplantılar, tiyatro ve spor müsabakaları yapıldığı ele geçen Dor kitabelerinde görülmektedir.

Sedir-Adasi-Antik-Tiyatro
Sedir-Adasi-Antik-Tiyatro
Sedir-Adasi-Antik-Tiyatro

Apollon kutsal alanının olduğu bölgede bulunan birçok bulguda yılan figürlerine rastlandığı için buranın Apollon için yaptırıldığı düşünülmektedir. Yılan figürü antik çağ boyunca Apollon ile ilişkilendirilmiştir.

Sedir-Adasi-Kalp-Seklindeki-Kayalar

Kalp şeklinde bu kayalar Apollon tapınağının dört ayrı köşesinde bulunduğu söyleniyor. Üç tanesini tapınak içerisinde görmek mümkün fakat sonuncusu kayıp. Bu kayalar sevgiyi ifade ediyor ve buraya gelen ziyaretçilere üzerinde oturup dilek dilediğinizde kabul olacağına inanılıyor. Bu durum tabiki bu kayaları adanın en ilgi çekici objelerinden biri haline getiriyor. Bayılırız değil mi böyle şeylere? :)

Sedir-Adasi-Manzara
Sedir-Adasi-Su-Sarniclari

Su sarnıçlarında yağmur suları biriktiriliyor ve ada halkının kullanımı için muhafaza ediliyordu. 

Sedir Adasını tamamiyle gezmek isterseniz aşağıdaki ada plan size yardımcı olacaktır.

İskele - Cleopatra Plajı - Agora - Tiyatro, Nekropol - Apollon Kutsal Alanı - Şehir Surları ve Su Sarnıçları güzergahında gezmenizi tavsiye ederim. Geri dönüşte ise Büyük Kilise ve Küçük Klise'yi görebilirsiniz.

Sedir-Adasi-Ada-Gezi-Plani

Antik kenti gezerken sandalet ya da yürüyüş ayakkabıları giymenizi tavsiye ederim. Terlikle gezerken zorlanabilirsiniz.

Sedir Adasına Nasıl Ulaşılır?

Sedir Adasına gitmenin iki yolu vardır. 

- İlki Çamlı iskelesinden kalkan tur tekneleri ve dolmuş teknelerdir. Çamlı iskelesinden sürekli olarak Sedir adasına ulaşabileceğiniz dolmuş tekneler mevcuttur. Dolmuş teknelerin ücretleri ise 5 TL'dir (ücretler 2014 yaz sezonu ücretidir). Ayrıca yine Çamlı limanından saat 10.30 civarında kalkan gezi tekneleriyle de Gökova'da gün boyunca tekne turu yapıp turun bir kısmında Sedir Adası'na uğrama şansınız bulunmaktadır. Marmaris'ten Çamlı Limanına yaz sezonunda yarım saatte bir minibüsler mevcuttur.

- Sedir Adasına gitmenin ikinci yolu ise Akyaka'dır. Akyaka'dan kalkan gezi tekneleri de gün boyunca Gökova'da turlar yapmakta ve turun bir kısmında Sedir Adası'na uğramaktadırlar. Akyaka'dan kalkan günlük tur teknelerini tercih ederseniz Gökovalı Gezi Tekneleri'ni tavsiye ederim. Gökovalı gezi tekneleri sahipleri Dağlar bey ve Mustafa Kemal bey işlerini çok iyi yapmaktadırlar. Gittiğinizde selamımı da söylerseniz sevinirim :)

Sedir-Adasi-Nasil-Gidilir-Nasil-Ulasilir

Ayrıca Marmaris'ten kalkan turlarla otelinizden alınarak Gökova Körfezindeki tekne turlarına katılma ve Sedir Adasını görme şansına sahipsiniz. Bu turlara katılmak için benimle iletişime geçebilirsiniz. Aşağıdaki bannerı bulunan web sitesinde Marmaris Çevre Gezileri hizmetini bizzat vermekteyim. Sitede bulunan Cleopatra Tekne Turunu inceleyebilirsiniz. 

                               
Sedir-Adasi-Fotograf

Sedir Adasından sevgilerle...

Caner ÇELİK

Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir
hisaronu-tekne-turu
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz İnstagram Hesabımı takip edebilirsiniz. Ayrıca Facebook Sayfamdan da paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.

Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım. Beğendiğiniz yazıları lütfen sosyal medya hesaplarınızda paylaşınız. Teşekkürler :)

Bu yazıda Sedir Adası, Cleopatra Plajı, Sedir Adasına Nasıl Gidilir, Sedir Adasına Nereden Gidilir, Sedir Adası Giriş Ücretleri, Cleopatra Plajı Nerede, Cleopatra Plajı Nasıl Gidilir, Gökova Tekne Turu, Akyaka Tekne Turu, Sedir Adası Tekne Turu konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir.  

Bütün Gezi Yazılarım

Takip İçin
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Bir Aşk Hikayesi 'Kızkumu'

kizkumu-orhaniye

Bir Aşk Hikayesi...

Çok eski zamanlarda bölgenin kralının güzel bir kızı varmış. Kız her gün sahile iner ve burada vakit geçirmeyi çok severmiş. Bir gün kız burada fakir bir balıkçı ile tanışır ve balıkçı ile kız birbirlerine aşık olurlar. Her akşam bu sahilde gizli gizli buluşup aşklarını yaşarlar...

Bu durum zamanla kralın kulağına gider ve askerlerine kızını takip etmeleri emri verir. Askerler kızı uzaktan izlediklerinde kızın sahile indikten sonra balıkçıya bir işaret verdiğini ve daha sonra balıkçının ufak bir sandalla sahile yanaştığını görürler...

Askerler bu durumu aynen izah ederler krallarına. Kral ise ertesi gün kızını yakalatıp askerlerine sahile gitmelerini ve aynen kızı gibi balıkçıya işaret göndermelerini buyurur...

İşareti gören balıkçı genç sevgilisine kavuşma hayaliyle bir manga askere doğru kürek çekmeye başlar. Sevgilisini öldüreceklerini bilen genç kız ağlamaya başlar...

Kız bir anda askerlerin elinden kurtularak sevgilisine doğru koşmaya başlar sevgilisini ölümden kurtarabilmek için. Ama denizdeki sevgilisini kurtarabilmesi imkansız...

Ama sevda bu; kural filan dinlemez. İşte o an bir mucize gerçekleşir..!

Kızım denizde adım attığı her yer bir kumsala dönüşür... Kız denizin üzerinden koştukça bir kumsal serilir önüne... Sevgilisine kadar koşmaya devam eder.

Kız en sonunda kayığa ulaşarak sevgilisine sarılır...

Ancak bir okçu delikanlıyı hedefleyip sallar okunu.

İşte o ok birbirlerine sarılmış olan gençlere isabet eder. Tek bir okla oracıkta can verirler. Bu dünyada kavuşamayan gençler sonsuzlukta kavuşmuşlardır birbirlerine. Derler ki bu kumlar onların kanıyla kırmızıya boyanmıştır...

Denizin Üzerinde Yürümek...

Siz hiç denizin üzerinde yürüdünüz mü ?

Burası Kızkumu. Sahilden koy içine doğru 400 metre boyunca uzanan bir kum yolu. Bu kum yolu üzerinde yürüyen insanları gördüğünüzde hayret edeceksiniz.

Bu kum yolu denizin yaklaşık 1-2 karış altında uzanıyor ve bazı bölümlerinde suların alçalmasıyla birlikte suyun üzerinde beliriyor. Burada yürüdüğünüzde dışarıdan sanki suyun üzerinde yürüyormuş gibi görünüyorsunuz... 

Kizkumu-Orhaniye
Kizkumu-Orhaniye

Sahilin yanındaki kız heykeli ise bu muhteşem doğa harikasının efsanevi hikayesini canlandırmak amacıyla koyulmuş. Buraya kadar geldiyseniz bu heykel ile bir fotoğraf çekilmelisiniz. Benimki ise yazının sonunda... :)

Kizkumu-Banner

Kızkumu, Marmaris'in Orhaniye köyü içerisinde bulunan bir doğa harikasıdır. Türkiye'de böyle bir oluşumun benzeri yoktur. Burası Marmaris'in en önemli turistik noktalarından biri olması sebebiyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çok çekmektedir. Marmaris bölgesinde yapılan Jeep Safari ve Hisarönü Tekne Turu faaliyetlerinin de en  popüler uğrak noktasıdır. 

Tipik bir ege sahil köyü olan Orhaniye'nin geçmişi M.Ö. 3.yüzyıla kadar dayanıyor. Rumların yaşadığı dönemde "Kırvasil" olarak bilinen bu bölgenin antik ismi ise Baybassos. Orhaniye çevresinde Baybassos antik kentine ait birçok kalıntı mevcut. Orhaniye'nin karşısındaki adada ise buranın sembolü haline gelmiş bir Korsan Kalesi var. Kızkumu'ndan karşıya baktığınızda görebilmeniz mümkün.

Korsan-Kalesi-Kizkumu-Orhaniye

Kızkumu'nda Ne Yenir?

Kızkumu Sahilinde önceden bir restoran işletmesi bulunuyordu. 2015 yılı itibariyle burası kapanınca bu sahilde büyük bir boşluk oluştu. Bununla birlikte burada yeme-içme faaliyetleri çevredeki restoranlar tarafından karşılanabiliyor. Tavsiye olarak kesinlikle İncir Restaurant'ı önerebilirim.  Burası benim en güzel çok amaçlı mekan keşiflerimden biri. Sahilin hemen kenarında harika bir manzaraya ve konuma sahip. Ayrıca ege mutfağında da gayet iyiler.

İncir Restaurant : 0252 487 11 35 www.orhaniyeincir.com

incir-restaurant-orhaniye

Kızkumu'nda Nerede Kalınır?

Kızkumu çevresinde konaklanabilecek birkaç butik otel ve küçük aile işletmeleri bulunuyor. Burada yine sizlere tavsiye olarak İncir Bungalow'u önerebilirim. Harika bungalow odalarıyla tertemiz bir işletme. Odanızdan çıkıp direk denize girmenin keyfini yaşayabiliyorsunuz. Buranın aynı zamanda bir iskelesi de mevcut. Teknelere de bağlama, konaklama ve restaurant hizmeti verilebiliyor.

İncir Bungalow & Beach : 0252 487 11 35 www.orhaniyeincir.com


incir-bungalow-orhaniye

Bunun yanısıra konaklayabileceğiniz diğer butik otel ve aile işletmeleri :

Palmiye Hotel & Marina : 0252 487 11 34
Kızkumu Motel : 0252 487 10 23
İskele Motel : 0252 487 10 13
Erol Motel : 0252 487 10 18
Evcan Motel : 0252 487 11 95

Ayrıca Kızkumu - Orhaniye bölgesinde karavanla çok rahat konaklayabilir ve kamp yapabilirsiniz. Uygun alanlar var. Burası harika bir yer. Güne Kızkumu'nda uyanmanın verdiği keyifi buraya geldiğinizde anlayacaksınız...

Kızkumu'nda Neler Yapılır?

* Harika bir yürüyüş parkuru var. Yaklaşık 1 saat yürüyüşle yukarıdaki antik kente çıkabilirsiniz. Etraftan kekik toplamayı unutmayın...
* Bol bol yüzebilsiniz. Çarşaf gibi bir denizde yüzmenin keyfi harika...
* Koyda su sporları yapabilirsiniz.
* Köye mutlaka uğrayın. Köy kahvesinde buranın meşhur kekik çayını için.
* Orhaniye civarındaki koyları ve adaları mutlaka gezin. İnbükü, Kamelya Adası, Dişlice Adası, Selimiye her biri harika yerler. Kızkumu'ndan kalkan Wiseone isimli tekne ile bu bölgede harika bir Hisarönü Tekne Turu yapabilirsiniz. Tekneye gidip Gezenti Caner'in dostlarıyız dediğinizde sizlerle en güzel şekilde ilgileneceklerdir. Artık bir selamımızı da söylersiniz :)

Kızkumu'na Nasıl Gidilir?

Kızkumu Marmaris'e 27 Km uzaklıktadır. En kolay şekilde Datça yolundan ulaşabilirsiniz. Marmaris'ten Datça yoluna girip 15 Km ilerledikten sonra Bozburun sapağına gelirsiniz. Sapaktan Bozburun, Orhaniye yönüne döndüğünüzde 13 Km sonra Kızkumu'na (Orhaniye) varmış olacaksınız.

Diğer bir yol ise İçmeler'den eski Datça yolunu takip edip Yeni Datçayoluna Hisarönü köyünden bağlanmaktır. Bu yol sizi yine Bozburun sapağına çıkaracaktır.

Eğer özel aracınız yok ise Marmaris'ten kalkan Orhaniye minibüsleri ile Kızkumu'na ulaşmanız mümkündür.


Sanırım artık Kızkumu'na geçici bir veda etme zamanı geldi. Kızkumu'nun simgesi bu arkadaşla 
uzun yıllardır tanışırız. Buraya geldiğinizde ona da bir selamımı iletirseniz çok sevinirim :)

Kizkumu-Gezenti-Caner

Kızkumu'ndan Sevgilerle...
Caner ÇELİK

Fotoğraflar : Caner ÇELİK

Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir
hisaronu-tekne-turu
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz İnstagram Hesabımı takip edebilirsiniz. Ayrıca Facebook Sayfamdan da paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.

Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım. Beğendiğiniz yazıları lütfen sosyal medya hesaplarınızda paylaşınız. Teşekkürler :)

Bu yazıda  Hisarönü tekne turu, Marmaris hisarönü tekne turu, Marmaris çevre gezileri, Marmaris çevre turları, Marmaris günübirlik turlar, Marmaris tekne kiralama, Marmaris kızkumu, Marmaris kızkumu tekne turu, Kızkumunda tekne turu, Kızkumu tekneleri  konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir.

Bütün Gezi Yazılarım

Takip İçin
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Can Yücel'in Sevgilisi 'Datça'

 

Ne harika bir yer burası! Nereden buldun bu Datça'yı? "Elimle koymuş gibi buldum"...
Can YÜCEL

Rahmetli Can Yücel'in de dediği gibi ne harika bir yermiş bu Datça...

Yıllardır Marmaris'te yaşamış biri olarak hep merak ederdim Datça'yı. O yarımadanın batısına doğru bir türlü ilerleyememiştim. Sonunda bir Datça gezisi yapmaya karar verip Marmaris'ten Datça'ya derhal yola koyuldum.. 

Datça yolunu eskiden bilenler bu yolun virajlarından ve darlığından kabus gibi bahsederlerdi. İki araba karşı karşıya geldiğinde birbirlerine yol vererek ilerlermiş araçlar. Günümüzde ise yol yine virajlı ama gayet geniş ve asfalt.. Ama yine de çok hız yapmamakta fayda var.. Eski yolun ise izlerini bazı yerlerde görmek mümkün. 

Yaklaşık 70 km yoldan sonra ulaşıyoruz Bal ve Badem diyarı güzel Datça'ya..

Eski Datça

Datça'ya ilk ulaştığımızda Eski Datça'ya uğruyoruz. Buraya şimdiki ilçe merkezine gelmeden sağ bir yol ayrımından gidiliyor. Yaklaşık 5 km sonra Eski Datça'ya varıyoruz. 

Eski Datça, günümüzde Datça'ya bağlı bir mahalledir. Yarımadanın ilk yerleşim merkezlerinden biri olan Eski Datça'nın tarihi M.Ö. 11.yüzyıla kadar uzanmaktadır. 

Tarihi evleri, arnavut kaldırımlı temiz sokakları, ufak cafeleri, butik pansiyonları ve şirin insanları ile ünlüdür Eski Datça.. Bu mahallenin sokaklarında yürürken her sokakta güzel insanlarla tanışmanız mümkün. 

                                                                               
Yazımızın başlığında da belirttiğimiz gibi ünlü merhum şair Can Yücel tam bir Datça aşığıdır. Hayatının en güzel zamanlarını da Datça'da buranın güzel doğasında, buranın güzel insanlarıyla geçirmiştir. Belki de yazdığı birçok şiirinde, aklından geçen birçok cümlesinde Datça'dan ilham almıştır. 

Beni kuzum Datça’ya gömün 
Geçin Ankara’yı İstanbul’u! 
Oralar ağzına kadar dolu 
Alabildiğine de pahalı, 
Örneğin Zincirlikuyu’da 
Bir mezar 750 milyona 
Burası nispeten ucuzluk 
Ortada kalma tehlikesi de yok 
Hayır dua da istemez, 
Dediğim gibi beni Datça’ya gömün 
Şu deniz gören mezarlığın orda, 
Gömü sanıp deşerlerse karışmam ama!

Can Yücel


Can Yücel'in vasiyet ettiği gibi Datça'da gömülmüştür, o deniz gören meşhur mezarlığa.. Buraya kadar gelmişken Can baba'ya uğramamak olmazdı..

Can Yücel Mezarı

                          

Can Yücel Sokak

Can Yücel'in anısına evinin bulunduğu sokağa şairin ismi verilmiştir..


Can Yücel Evi

Bu sokaklarda gezerken Can Yücel'in tüm anılarını ve yaşanmışlıklarını hissediyorsunuz. Aklınıza bir bir Can Yücel şiirleri geliyor.. Ve tabiki ondan kalan en büyük anı Can Yücel evi.. Evi ziyarete kapalı olduğundan maalesef ki gezemiyoruz. Kapısını fotoğraflamakla yetinmek zorunda kalıyoruz. 


Eski Datça'nın sokaklarında gezerken gözümüze tarihi Eski Datça Camii çarpıyor. Buranın şirinliğine yakışır küçük ve mütevazi bir cami..


Eski Datça'nın sokaklarında gezerken her sokakta bizleri şirin dükkanlar karşılıyor..


Eski Datça'daki gezimizi tamamladıktan sonra ilçenin merkezine doğru yola çıkıyoruz.


Bal ve Badem Diyarı "Datça"

Datça, doğanın bozulmadığı, sanayi ve yapılaşma tahribatının uğramadığı, şehirden, üzüntüden, stresten uzak olmak isteyenlerin yaşadıkları yerdir. Ege ve Akdeniz'in buluştuğu enfes koyları, muhteşem sahilleri ile huzurun anavatanıdır Datça..

Hani tam yaşanacak yer derler ya, işte orası burası. Zaten araştırmalara göre Datça'da ortalama yaşam yaşı Türkiye ortalamasının çok çok üzerinde. Nasıl olmasın kardeşim her taraf deniz, nem sıfır, oksijen bol.. Uzun yaşamak için herşey fazlasıyla mevcut.


Datça'ya geldiğimizde ilk olarak biraz sahilde gezmeye başladık. Sahilde oturup vakit geçirebileceğiniz birçok şirin cafe ve restoran mevcut. Gözüme çarpan ve sizlere tavsiye edebileceğim cafeler Cafe İnn, Kekik Cafe, Serap Cafe. Özellikle sahildeki birçok mekanda akşam vakti kumların üzerine konulan masalarda balık yiyebilirsiniz. Hele ki bir mekan var ki ismiyle beni çok etkiledi.. Datça'nın en güzel rakı & balık yapabileceğiniz mekanlardan biri olan "Fish" Mekan :)

Ayrıca Hüsnü'nün Yeri'de çok ünlü diye duyduk ve buranın lezzetlerinin tadına baktık. Kalamar ve ahtapot ızgara ile deniz levreği denemeye değer. Mekanın sahibi Hüsnü bey balıkları bizzat kendi avlıyor ve akşam boyunca sürekli olarak masaları dolaşarak yemekler hakkında fikirlerini alıyor müşterilerinin, onlarla tanışıyor sohbet ediyor.

 

Datça'nın yat limanında bulunan birçok tekne ile Datça'nın ünlü koylarında tekne turu yapmak mümkün. Hatta Datça'nın tam karşısında bulunan Symi (Yunanistan) adasına da özel tekne kiralayarak günübirlik olarak gidebiliyorsunuz.


Datça yat limanının biraz ilerisinde şirin bir amfi tiyatro var. Burası antik bir tiyatro değil. Belediye tarafından sonradan yapılan ve birçok organizasyonun yapıldığı bir tiyatro.

Sahili dolaşmaya devam ederken bir fok balığı heykeli görüyoruz. Heykel'in üzerindeki yazıyı okuduğumda durumu hemen anlıyoruz ki bu arkadaş "Badem" imiş :) Didim'de yaralı bulunduktan sonra tedavi edilen, Gökova'da denize bırakıldıktan sonra ise Datça kıyılarını mesken tutmuş Badem. Datça'nın sembolü olan bu şirin Akdeniz fokuna ise buranın meşhur meyvesi "Badem" ismi verilmiş. Datça Belediyesi tarafından da heykeltıraş Elbruz Denge'ye Badem'in heykelini yaptırılarak bu meydana dikilmiş. Ondan sonra da turistlerin ve özellikle çocukların ilgi odağı olmuş.

Günübirlik Datça gezintimizin son kısmında buradaki birkaç dostumuza uğruyoruz ve tabiki biraz da karnımızı doyurmanın zamanı geliyor.

Datça'da dikkatimizi çeken en güzel şeylerden biri de, nereye girsek Atatürk posterleri, Türk bayrakları..

İnsanlar ağzından Atatürk'ü düşürmüyor.. Böyle güzel bir memleketin Atasına bu kadar sahip çıkması ve inanılmaz bir sevgi beslemesi de Atatürk aşığı bir insan olarak çok hoşuma gittiğini söyleyebilirim.

Datça'da gezdiğimiz gördüğümüz şeylerden biraz bahsettik. Biraz da Datça hakkında genel bilgiler verelim.

Datça Tarihi

Datça Yarımadasındaki bulgular M.Ö. 2000 yıllarına kadar ulaşıyor. Bilinen ilk yerli halk Karlar. En parlak dönemin ise Dorlar döneminde yaşandığı biliniyor. M.Ö.1000 yıllarında Trakya üzerinden güneye inerek Yunanistan üzerinden bölgeye gelmişler. Bugünkü Datça ilçe merkezinin 1.5 km kuzeydoğusundaki Burgaz mevkiinde Knidos'u kurmuşlar. Knidos, Dor uygarlığının merkezi olmuş. M.Ö. 546'da Lydia devletinin Perslerin eline geçmesinin ardından Knidos ta Pers egemenliğine girmiş.

Knidos, ticari nedenlerle M.Ö. 4.yüzyılda yarımadanın uç noktasına bugünkü görkemli kalıntıların bulunduğu bölgeye taşınmış. Dorlar ve Romalılar yeni Knidos'a çok sayıda tapınak yapmışlar. Şehir Afrodit heykeli ile ünlenmiş. Geç Roma ve erken Bizans döneminde tapınaklar yerlerini kiliselere bırakmış. Bu dönemde şehrin nüfusu da 70.000'lere ulaşmış. Bizans'ın son dönemlerinde ise bir yanda depremler, diğer yanda korsan saldırıları güçsüz kıldığı kent tümüyle terk edilmiş. Yarımada nüfusu binlere inmiş. 


Datça'ya Nasıl Gidilir?

Datça yarımadası coğrafi açıdan bir çıkmaz sokak gibidir. Karayolu ile Marmaris üzerinden Datça mevkiine dönerek Datça'ya gelebilirsiniz. Datça Marmaris arası 70 km'dir. Datça'ya tüm otobüs şirketlerinin seferleri mevcuttur. Datça'ya en yakın havalimanı, Dalaman Havalimanı ise 180 km mesafededir. Ayrıca Datça'nın kuzeyinde günün belirli saatlerinde Datça-Bodrum arasında sefer yapan arabalı feribotlar mevcuttur.

Datça'da Ne  Yenir?

"Datça'da ne yenir?" sorusuna Ege mutfağının geniş yelpazesiyle cevap verilebilir. Fakat burada bir tercih yapılacaksa tek cevap balıktır. Sahil boyunca dizilmiş birçok balık lokantasında taze balık yiyebilmeniz mümkün. Üstelik mekanların hemen hepsi de aile işletmesi. Yani balığınızı yerken mekanın sahibiyle sohbet edip kadeh tokuşturabilirsiniz. Bu arada balık dedik diye diğer deniz mahsullerini de unutmayın. Ahtapotları, kalamarları ve karidesleri de küstürmemek lazım :)

Kekik Restaurant kesinlikle Datça'da tavsiyemdir.

Datça'da Konaklama

Datça'da beş yıldızlı büyük oteller, büyük tatil köyleri bulmanız mümkün değildir. Bölgede turizmin diğer merkezlere göre daha az gelişmiş olması, buraya ulaşımın zorluğu Datça'yı bakir kılmıştır. Bundan sebeptir ki Datça'da butik oteller, ufak aile işletmeleri, aile ve pansiyon ağırlıklı konaklama işletmeleri bulunmaktadır.

Benim size tavsiyem kesinlikle Bora Otel. Datça yat limanına 15 adım yürüme mesafesinde Datçalı Yankı ailesi tarafından işletilen son derece şirin ve temiz bir otel. İşletme yetkilisi BoraYankı'da iyi bir dostumuz olur. Gitmişken selamımızı da söylersiniz :)

Bora Hotel / Yankı BORA  www.borahotel.com  0252 712 20 40 - 0532 356 90 69


Datça'da Yapmadan Dönme!

İşte Datça'ya geldiğinizde kesinlikle yapmadan dönmemeniz gereken aktiviteler..

* Datça'da bir tekne turu yapmadan Dönme!
* Datça'nın en ünlü koyları Hayıtbükü, Ovabükü ve Palamutbükü'nü görmeden Dönme!
* Tarihten hoşlanıyorsan Knidos antik kentini görmeden Dönme!
* Tatil dönüşünde dostlarına Datça'nın en meşhur meyvesi olan Badem almadan Dönme!
* Buranın oksijenini bol bol depolamadan Dönme!

Bunları yaptıysanız Datça'da tatil yapmışsınız demektir ve dönebilirsiniz :)

Datça Şehir Gezisi Rotamız (4 Km)

Powered by Wikiloc

Bitirirken...

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi sınırlı bir vakitte Datça'ya geldiğimiz için sadece Datça merkezini ve Eski Datça'yı gezebildik. Fakat bir sonraki gelişimizde Datça'nın bütün koylarını gezip Knidos Antik Kentine kadar gezeceğiz ve şüphesiz güzel bir yazıyla buraları da sizlere anlatacağım.

Yazımızı başladığımız gibi Can Yücel'in sözleriyle bitirelim...

En uzak mesafe ne Afrika'dır
Ne Çin
Ne hindistan
Ne Teyyareler
Ne Yıldızlar geceleri ışıldayan
En uzak mesafe iki kafa arasındadır
Birbirini anlamayan...

Mekanın "Datça" Olsun Can Baba


Datça'dan Sevgilerle...


Caner ÇELİK

Fotoğraflar : Caner ÇELİK, Fatih DURKAYA

Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz İnstagram Hesabımı takip edebilirsiniz. Ayrıca Facebook Sayfamdan da paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.

Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım. Beğendiğiniz yazıları lütfen sosyal medya hesaplarınızda paylaşınız. Teşekkürler :)

Bu yazıda Datça, Datça nerede, Datça nasıl gidilir, Datça'da nerede kalınır, Datça otelleri, Datça pansiyonları, Datça gezi rehberi, Datça rehberi, Datça gezi notları, Datça gezilecek yerler, Datça görülecek yerler, Datça tarihi yerler, Datçatekne kiralama, Datça tekne turları konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir. 

Bütün Gezi Yazılarım

Takip İçin
   
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

Dünyanın İncisi 'Marmaris'

Marmaris-Gezilecek-Yerler

Karikatür sanatçısı Lütfü KÜÇÜK, 1985 yılının Aralık ayında Avrupa Turizm Birliği'nin Paris'te düzenlediği ve 139 sanatçının katıldığı uluslararası karikatür yarışmasında "Dünyanın İncisi Marmaris" yorumu ile büyük ödüle layık görülmüştür. 

Çam ormanlarının arasından süzülerek inen yolun sonunda bu güzel hatıranın sembolü olarak bir İnci Heykeli ile karşılar konuklarını Marmaris...
Bu Yazıyı Paylaş:  Facebook Twitter Google+

En Çok Okunanlar